Afrika’da hızla yayılan maymun çiçeği virüsünün Avrupa’da ilk kez tespit edilen alt türü, 15 Ağustos tarihinde İsveç’te ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), virüse karşı küresel acil durum ilan etmeden bir gün önce, bu durumu resmi olarak duyurdu. Son yapılan araştırmalar, çiçek aşısı olan bireylerin maymun çiçeği virüsüne karşı yaklaşık %85 koruma sağladığını gösterdi. Uzmanlar, aşının bu yüksek koruma oranının hastalığın yayılmasını engellemede önemli bir yeri olduğunu vurguluyor.
Günümüzde birçok insanın sol kolunda yer alan aşı izi, çiçek aşısı mı, yoksa farklı bir aşının mı izi olduğu konusunda merak uyandırmaktadır. Sol koldaki aşı izinin nasıl oluştuğu ve hangi aşıya ait olduğu konuları araştırılmaktadır. Türkiye’de son doğal çiçek vaka 1957 yılında görülmüş ve son çiçek aşısı uygulamaları 1980’lerde tamamlanmıştır. Bu nedenle, 1980’den önce doğan bireylerin kollarında hala çiçek aşısı izlerine rastlanabilmektedir. Ancak günümüzde kolda daha sık rastlanan iz, verem (tüberküloz) karşı uygulanan BCG aşısına aittir. Bu aşının izi, yükselme ve hafifçe yuvarlanma eğilimindedir. Öte yandan, bir çiçek aşısının izi ise düzensiz, yuvarlak ve çökük bir alan olarak görünür.
Maymun çiçeği virüsüne karşı koruma sağlayan çiçek aşısı, hastalığın yayılmasını engellemede önemli bir rol oynamaktadır. Çiçek aşısı olan bireylerin büyük bir çoğunluğu, virüs saldırısına karşı etkili bir koruma sağladığı için hastalığı kapma riskleri oldukça düşüktür. Bu nedenle, çiçek aşısı izlerinin varlığı, birçok kişinin virüse karşı korunduğunu ve sağlık açısından önemli bir aşılama işlemine tabi tutulduklarını göstermektedir.
Sonuç olarak, çiçek aşısı izi, sol kol üzerinde kendini farklı bir şekilde belli eder ve sahip olduğu özelliklerle tanımlanabilir. Bu izler, hastalıklara karşı alınan aşıların vücutta ne şekilde etkiler bıraktığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, aşı izlerinin incelenmesi ve doğru şekilde tanımlanması, kişilerin aşılanma geçmişi ve koruma durumları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.