İsrail’deki Kanal 14 televizyonu, Sde Teiman hapishanesinde Filistinli esirlere tecavüz etmekle suçlanan askerlerden biri olan Meir Ben-Shitrit’i eğlence programına konuk olarak aldı. Bu durum, programa tepki çekti. İsrail Gazze’de sivilleri katlederken gözaltı merkezlerinde de işkenceye devam ediyor. Negev Çölü’ndeki Sde Teiman gözaltı merkezinde Filistinli esirlere tecavüz edildi. Bu durum, İsrail’in “Guantanamosu” olarak adlandırılan yerde gerçekleşti. Olay, Kanal 12 televizyonunda yayınlanan görüntülerin ardından dünya genelinden büyük tepki topladı ve soruşturma başlatıldı. Ancak, İsrail’deki Kanal 14 televizyonu, bu skandal olaya destek vererek Meir Ben-Shitrit’i programa çıkardı.
Meir Ben-Shitrit, Filistinli esirlere tecavüz etmekle suçlanan 5 askerden biriydi. Kanal 14 televizyonunda yayınlanan programda Meir Ben-Shitrit, tecavüz suçlamalarıyla gündeme gelen bir isim olarak konuk edildi. Programın sunucusu, askeri izleyicilere “100 güçte bir savaşçı” olarak tanıttı. Bu durum, tecavüz suçlamalarına karşı bir tavır almayan ve hatta suçu övücü bir şekilde davranan bir tutum sergiledi.
İsrail’in bu skandal olayıyla ilgili dünya genelinden gelen sert tepkilere rağmen, Kanal 14 televizyonunun Meir Ben-Shitrit’i programa konuk etmesi, olayın ciddiyetini gözler önüne serdi. İsrail’in Filistinli esirlere yönelik insan hakları ihlallerine ve çirkin suçlara karşı sessiz kalmayı tercih ettiği bu durum, uluslararası toplumda şaşkınlık ve endişe uyandırdı.
Bu durum, İsrail’in insan hakları konusundaki eleştirileri artırdı ve ülkenin uluslararası alanda itibarını sorgulamaya açık hale getirdi. Meir Ben-Shitrit’i programa konuk eden Kanal 14 televizyonunun tutumu da eleştirilere maruz kaldı. Tecavüz suçlamalarıyla gündeme gelen bir kişiyi eğlence programına çıkarmak, suçu normalleştiren ve teşvik eden bir yaklaşım sergilemek olarak yorumlandı.
Sonuç olarak, İsrail’deki Kanal 14 televizyonunun Meir Ben-Shitrit’i programa çağırması ve tecavüz suçunu öven bir dil kullanması, insan hakları ihlalleri ve suçlara karşı duyarsız bir tutumu sergilemektedir. Bu durum, uluslararası toplumda tepkilere yol açmış ve İsrail’in insan hakları konusundaki itibarını zedelemiştir. Bu olay, Filistinli esirlere yönelik zulmün ve işkencenin ne kadar yaygın ve sistematik olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.