Batı Şeria’da bulunan İbrahim Camisi’nde yaşanan olaylar, İsrail askerlerinin Müslümanlara yönelik eziyetlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Harem-i İbrahim Camisi’nin bulunduğu El Halil kentinde yaşananlar, İsrail’in Filistin topraklarına yönelik uyguladığı zulmü bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
İsrail askerleri, İbrani takvimine göre kutlanan “Roş Haşanah Bayramı” bahanesiyle İbrahim Camisi’nde ibadet yapılmasını yasakladı. Bu yasağın ardından Müslümanların camide ibadet etmesi engellendi. El Halil Vakıflar İdaresi Başkanı Ekrem et-Temimi, İsrail askerlerinin cami çevresindeki askeri önlemleri artırdığını ve sadece İsraillilerin camiye girişine izin verildiğini belirtti. Ayrıca, Vakıflar İdaresi çalışanlarına da camiye giriş izni verilmedi.
İsrail askerlerinin Müslümanlara yönelik uyguladığı bu zulme ilişkin yaşanan olaylar da dikkat çekiciydi. İbrahim Camisi’nde Talmudik dini ritüeller, danslar ve kutlamalar gerçekleştiren İsrailliler, caminin kutsallığını ihlal etti. Ayrıca, camiye sık sık girmelerine rağmen Müslümanlara camiye giriş izni verilmedi. Bu durum, Filistinlilerin El Halil eski şehir bölgesine girişine de engeller getirildiğini gösterdi.
Ekrem et-Temimi, İsrail askerlerinin İbrahim Camisi’nde sabah ezanını 22 gün boyunca engellediğini belirtti. Bu durum, İsrail’in Filistin topraklarına yönelik uyguladığı baskıların ne kadar uzun süreli ve sistematik olduğunun bir göstergesi oldu. Filistinlilerin ibadet özgürlüğünü ellerinden alan İsrail askerleri, din ve inanç özgürlüğünün temel haklar arasında yer aldığı gerçeğini bir kez daha unuttular.
Bu olaylar, uluslararası camiayı, insan hakları savunucularını ve barış yanlısı tüm grupları daha fazla duyarlı olmaya çağırıyor. Filistin topraklarında yaşanan bu zulme karşı sessiz kalmak, insan hakları ve adalet mücadelesine ihanet etmek demektir. İsrail’in Filistinlilere yönelik baskıcı politikaları ve insan hakları ihlallerine karşı ses çıkarmanın yanı sıra, uluslararası toplumun bu konuda adım atması ve harekete geçmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, İbrahim Camisi’ndeki bu zulmün son bulması ve tüm insanların din ve inanç özgürlüğünü güvence altına alması için gerekli adımların atılması elzemdir.
