İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ediyor. Son saldırıda El-Yaman El-Said Hastanesi’nin bahçesinde bulunan yerinden edilen sivillerin kaldığı çadırlar hedef alındı. Yerel kaynaklar, bu saldırıda 16 sivilin hayatını kaybettiğini bildirdi. Tıbbi kaynaklara göre ise Gazze Şeridi’nde gün içerisinde toplamda 64 Filistinli hayatını kaybetti, bunlardan 50’si Kuzey Gazze’de yaşandı.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi, İsrail’in Kuzey Gazze’de özellikle Cibaliye Mülteci Kampı’nda sivillere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda 5 gündür 125 can kaybı yaşandığını duyurdu. Ayrıca sokaklarda onlarca cansız bedenin olduğu bildirildi. Bu durum Gazze’de büyük bir insani krize yol açmış durumda.
Gazze Şeridi’ndeki insanlar topluca acı çekiyor ve evlerinden, ailelerinden uzaklaşmak zorunda kalmış durumda. Saldırılar nedeniyle hastaneler ve yardım kuruluşları da büyük bir baskı altında. Yardım ulaştırma çalışmaları aksamış durumda ve yaralılara yeterli müdahalede bulunulamıyor. Uluslararası toplum ise bu duruma sessiz kalmayarak İsrail’i saldırıları durdurmaya çağırıyor.
Kuzey Gazze’de yaşanan bu trajedi, Filistin halkının maruz kaldığı zulmün boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Dünya genelinde de bu saldırılar büyük tepkilere yol açarken, Filistinlilerin yaşadığı acılara dikkat çekiliyor. Bu durum uluslararası arenada İsrail’in politikaları hakkında da tartışmaları yeniden alevlendiriyor.
Filistin, yıllardır süregelen çatışma ve işgal nedeniyle halkının temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı bir coğrafya olarak biliniyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ise bu zulmü daha da derinleştiriyor. Uluslararası camianın bu duruma karşı sessiz kalmaması ve Filistin halkının yanında durması gerektiği vurgulanıyor. Gelecekte benzer trajedilerin yaşanmaması için adil ve kalıcı bir barışın sağlanması önem arz ediyor.
İsrailli yetkililer ise saldırıları Hamas’a karşı yürüttüklerini ve halkın güvenliğini sağlama amacı taşıdıklarını iddia ediyor. Ancak bu saldırılar sivilleri hedef alması ve büyük bir insani krize yol açması nedeniyle uluslararası hukuk ve insan hakları kurallarına aykırı olarak değerlendiriliyor.