Manhattan’ın en işlek bölgelerinden biri olan New York, son zamanlarda Ivan Argote’nin alüminyumdan yapmış olduğu 5 metre yüksekliğindeki güvercin heykeli ile şaşırtıcı bir sanat eserine ev sahipliği yapmaktadır. Heykel, Manhattan’ın 10. Cadde ile 30. Sokak’ın kesiştiği noktaya yerleştirilmiştir.
Heykelin adı ‘Dinozor’ olarak belirlenmiştir ve şehir sakinleri tarafından oldukça ilgi çekmektedir. Ancak heykelin şehrin bir sembolü olmadığı ve özel bir anlam taşımadığı anlaşılmıştır. Ivan Argote, heykelin aslında bir ikilemi temsil ettiğini ve insanların genellikle güvercinlere “uçan sıçan” diyerek büyüklüklerinden ötürü daha güçlü olduklarını düşündüklerini belirtmiştir. Heykel ise bu algıyı tersine çevirerek araçların üstünde duran ve pasif bir şekilde egemenlik kuran Güvercin Dinozoru göstermektedir.
Sanatçı, heykelin isminin dinozorların yok oluşuna bir gönderme yaptığını ve insanlığın da bir gün yok olacağını ancak belki de güvercinler gibi gelecekteki dünyaların karanlık köşelerinde ve boşluklarında yaşamaya devam edeceğini belirtmiştir. Ivan Argote’nin bu heykeli ile aslında insanların büyüklük ve güç algısını sorgulamak istediği ve insanlığın geçmişten bugüne taşıdığı izlerin gelecek nesillere aktarılacağına vurgu yapmaktadır. Heykel, Manhattan’ın karmaşasında bir anlık duraksama ve düşünce yaratırken aynı zamanda şehre farklı bir enerji ve estetik katmaktadır.
Sonuç olarak, Ivan Argote’nin New York’un göbeğine diktiği Dinozor adındaki güvercin heykeli, sanatın gücünü ve insan düşüncesini sorgulamaya yönlendiren bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Şehrin yoğunluğunda bir sembol olmaktan çok, insanlığın geçmişi ve geleceği üzerine düşündüren bir iz bırakmaktadır. Ivan Argote’nin heykeli, Manhattan’ın kalbinde sanat ve düşünceyi buluşturan anlamlı bir eser olarak dikkat çekmektedir.
