Son günlerde Lübnan’ın Baalbek kentin de yaşanan trajik olaylar, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor. Katil İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda, 52 kişinin hayatını kaybettiği ve 72 kişinin yaralandığı bildirildi. Bu olaylar esnasında, Baalbek’in el-Alak beldesinde bir evin hedef alınması sonucu, 4 kişiden oluşan bir ailenin tamamının yaşamını yitirdiği ifade edildi.
Baalbek kenti, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumunun (UNESCO) Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi ve kültürel bir değer taşıyor. Ancak son dönemde katil İsrail’in saldırılarının artması nedeniyle, bu tarihi eserlerin yok olmasından endişe ediliyor. Lübnanlı yetkililer, geçmişteki saldırılarda zarar gören kentteki tarihi yapıtların korunması konusunda büyük bir kaygı taşıyorlar.
Katil İsrail’in 23 Eylül 2023’ten beri Baalbek ve çevresine yönelik düzenlediği hava saldırıları, özellikle Hizbullah ile devam eden çatışmalardan bağımsız olarak sürüyor. 8 Ekim 2023 tarihinde Hizbullah ve İsrail ordusu arasında patlak veren çatışmalar, bölgedeki tansiyonu iyice artırmış durumda. Bu süreçte, Lübnan’ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenlendiği kaydediliyor.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 8 Ekim 2023 tarihinden itibaren, 104’ü çocuk ve 194’ü kadın olmak üzere toplamda 2 bin 897 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmiştir. Ayrıca bu saldırılarda 13 bin 150 kişiyi yaralanırken, bu durum bölgedeki insani krizi de daha da derinleştiriyor. Saldırılarda yaşanan can kayıpları ve yaralanmalar, Lübnan halkının yaşamını olumsuz yönde etkiliyor.
Bialbek’teki saldırılardan bir diğeri de 27 Eylül’de gerçekleşti. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın, katil İsrail ordusunun Beyrut’a düzenlediği hava saldırılarında öldüğü belirtiliyor. Bu tür kayıplar, grubun moralini etkileyebilirken, İsrail’in ise saldırılarına devam etmesi ve bölgede güç dengelerini değiştirme çabasında olduğu düşünülüyor.
Sonuç olarak, Baalbek’teki olaylar Lübnan’da ciddi bir insani krizin yaşandığının ve tarihi mirasın korunmasının tehlikeye girdiğinin bir göstergesi. Saldırıların devam etmesi, hem yerel halkın güvenliğini hem de bölgedeki tarihi eserlerin varlığını tehdit ediyor. Uluslararası toplumun bu duruma müdahale etmesi ve insanlık dramının sona erdirilmesi yönündeki çabaları artırması önem arz ediyor.
Seçil Selen Balık
Editor