ABD’de seçim heyecanı, uzun bir yarışın ardından doruk noktasına ulaştı. Aylar süren seçim sürecinin ardından Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump ile Demokrat Parti adayı Kamala Harris, vatandaşlara sunulan görevlerini yerine getirmek için oy pusulalarının arkasında buluştular ve milyonlarca Amerikalı sandığa gitti.
Sandıkların açılması ve oyların sayılmaya başlamasıyla birlikte bazı eyaletlerde heyecan daha da arttı. Her ne kadar seçim sürecinin büyük bir bölümü gergin geçmiş olsa da, bu an, birçok kişi için demokrasinin canlı bir örneği oldu. Özelikle, delege sayısının çokluğu ve her seçim döneminde sonuçların değişebileceği salıncak eyaletlerin oynadığı rol, bu yılki seçimde oldukça belirgin hale geldi.
RESMİ OLMAYAN SONUÇLARA GÖRE TRUMP KAZANDI
Bu seçimde, resmi olmayan sonuçlara göre Donald Trump’ın zaferi dikkat çekti. 270 delege barajını geçmeyi başaran Trump’ın, toplamda 277 delege ile başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazandığı bildirildi. Bu sonuç, Cumhuriyetçi Parti için önemli bir başarı olurken, Trump’ın destekçileri için bir sevinç kaynağı haline geldi.
PARTİ DEĞİŞTİREN İLK EYALET GEORGIA
Salıncak eyaletlerden biri olan Georgia, bu seçimde Trump’ın hedef tahtasına oturdu. Trump, Georgia’da tam olarak 2 milyon 644 bin 637 oy alarak, bu eyaletin 16 delegesinin tamamını kazanmayı başardı. Geçtiğimiz 2020 seçimlerinde bu eyalet Joe Biden’a kıl payı, yani 11 bin 779 oy farkıyla geçmişti. Bu sonuç, Donald Trump’ın Demokratlardan kazandığı ilk eyalet oldu ve seçim sonuçları açısından kritik bir önem taşıdı.
PENSİLVANYA DA CUMHURİYETÇİLERE GEÇTİ
Bir diğer önemli salıncak eyalet olan Pensilvanya’da da Trump büyük bir başarı elde ederek 3 milyon 384 bin 782 oy alıp 19 delege kazanmayı başardı. Trump, önceki seçimlerde rakibi Joe Biden’a karşı bu eyaletde 81 bin 660 oy farkıyla kaybetmişti. Böylelikle, Pensilvanya, Demokratlardan Cumhuriyetçi Parti’ye geçen ikinci eyalet oldu.
Bu seçimdeki bu ilginç sonuçlar, ABD’nin siyasi yapısı ve oy verme davranışları açısından önemli ipuçları sunuyor. Salıncak eyaletlerin nasıl değişkenlik gösterdiği ve her seçimde nasıl farklı sonuçlar doğurabileceği, hem taraflar için hem de seçmenler için dikkatle izlenmesi gereken bir durum.
Sonuç olarak, ABD’deki seçim süreci, sadece bir başkan belirlemekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin siyasi geleceği üzerinde büyük bir etki yaratacak. Halkın iradesinin nasıl şekillendiği, hangi politikaların ne kadar destek gördüğü ve nasıl değiştiği, bu seçim ile birlikte bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.
