Vücudun belirli bölgelerini “kütletmek”, anlık bir rahatlama yöntemi olarak birçok insan tarafından kabul edilmektedir. Bu teknik, özellikle uzun saatler süren bilgisayar kullanımı, stresli iş temposu veya uyku düzensizlikleri gibi durumlar sonucunda boyun, bel ve omuz bölgesinde oluşan gerginlikleri hafifletmek amacıyla uygulanmaktadır. Ancak, bu “kütletme” yöntemi internet ortamında da popüler hale gelmesine rağmen uzmanlar tarafından sakıncalı olarak değerlendirilmekte ve tehlikeleri vurgulanmaktadır.
Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özkoçak, bu popüler trendin barındırdığı risklere dikkat çekerek, kontrolsüz yapılan kütletme işlemlerinin omurga sağlığını tehlikeye atabileceğini ve felç gibi geri dönülmez sorunlara yol açabileceğini belirtmektedir. Uzman, kütletmenin bir çeşit manuel terapi olduğunu ancak bu tür uygulamaların sadece uzman ellerde ve doğru koşullarda yapılması gerektiğinin altını çizmektedir.
Dr. Özkoçak, manuel terapi öncesinde mutlaka bir uzman hekimin hastayı muayene etmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu bağlamda, uygun görüntüleme yöntemleri kullanılması gerektiğinin vurgulanması önemlidir. Röntgen, Tomografi veya MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) gibi yöntemlerle omurganın yapısının değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Özkoçak, omurga bölgesinde bulunan hassas damar ve sinir paketlerinin kontrolsüz müdahalelere karşı koruma altında tutulması gerektiğini vurgulamaktadır. Aksi takdirde, felç gibi ciddi sonuçlar meydana gelebilir.
Kütletme işleminin, uzman olmayan kişiler tarafından veya uygun olmayan koşullarda gerçekleştirilmesinin ciddi sakatlıklara yol açabileceğine dikkat çeken Dr. Özkoçak, en kötü senaryonun omurilik felci olduğunu belirtmektedir. Bu durum, bireyin tüm vücudunda güçsüzlüklere neden olabileceği gibi, yaşam kalitesinde de dramatik düşüşlere yol açabilir.
Dr. Özkoçak, kütletme işlemiyle ilgili internette yer alan abartılı videoların halkı yanlış yönlendirdiğini savunarak, bu videolar aracılığıyla yayılan seslerin genellikle ses kayıt cihazları ile artırılmış efektler olduğunu ifade etmektedir. Gerçek bir tedavi sürecinde bu tür yüksek seslerin çıkmadığını aktaran uzman, sesin varlığının tedavinin başarılı olduğu anlamına gelmediğini belirtmektedir.
Doğru uygulandığında, manuel terapinin kas ve bağ dokudaki sıkışmaları gevşeterek bireylere rahatlama sağladığını söyleyen Dr. Özkoçak, bu işlemin yalnızca sertifikalı ve uzman kişiler tarafından uygulanması gerektiğini vurgulamaktadır. Omurganın vücudun en önemli bölümlerinden biri olduğunu, sinirlerin geçtiği bu bölgeye yapılacak her müdahalenin büyük bir risk taşıdığını belirten Dr. Özkoçak, kontrolsüz işlemlerden kaçınılması ve mutlaka uzman desteği alınması gerektiğinin altını çizmektedir.
