Demokrat Parti’nin (DP) 15. Olağan Kongresi, 24 Eylül 2023 tarihinde, parti içinde yaşanan tartışmalar ve istifalarla sarsıldı. Kongrede, Gültekin Uysal yeniden genel başkan seçildi ancak bu süreçte ortaya çıkan gelişmeler, DP’yi yeni bir krizin eşiğine getirdi. Kongreye katılan sadece üç milletvekilinden biri olan İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, diğer iki milletvekili olan Cemal Enginyurt ve Salih Uzun’un toplantıya katılmaması dikkat çekti. İki milletvekili, kongre sonrasında partilerinden istifa etti.
Kongredeki tartışmalı konulardan biri, İlay Aksoy’un genel başkanlığa aday olmasıyla ilgili yaşanan imza kriziydi. Aksoy, adaylık için gereken 50 imzayı geçerek 60 delegenin desteğini almıştı. Ancak daha sonra, destek veren 11 delegenin imzalarını geri çektiği öğrenildi. Aksoy, bu durumu büyük bir sıkıntı olarak değerlendirerek, imzaların tehditle geri alındığı iddiasında bulundu. Ayrıca, kongrede demokratik bir ortamın sağlanamadığını belirtti. Aksoy, “Uysal, bir kadından ve kendi seçtiği delegelerden korktu” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bu tartışmaların ardında, DP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt ve DP İzmir Milletvekili Salih Uzun, istifa kararlarını açıkladılar. İki milletvekilinin istifalarıyla birlikte, Demokrat Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısı 1’e düştü. Bu durumda, parti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yalnızca İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş’la temsil edilecektir. Bu gelişme, Demokrat Parti’nin meclisteki etkisini büyük ölçüde azaltırken, partinin geleceği hakkında belirsizlikler de yaratmıştır.
Tüm bu olaylar, Demokrat Parti’nin içindeki iktidar mücadelesinin ne denli sert geçtiğini göstermektedir. Gültekin Uysal’ın yeniden genel başkan seçilmesi, parti içindeki muhalefetle birlikte yeni krizleri de beraberinde getirmiştir. Taraftarların içindeki bu bölünme, DP’nin önünde duran önemli bir sorun olarak durmaktadır ve parti içinde daha fazla istifa yaşanıp yaşanmayacağı merak konusudur. Ayrıca, yaşanan bu kriz ve iç tartışmaların, DP’nin genel politikasını ve seçmen kitlesini nasıl etkileyeceği ise önümüzdeki günlerde dikkatle izlenecektir.
Netice itibarıyla, 15. Olağan Kongre’nin ardından, Demokrat Parti’nin yaşadığı bu sorunlar, partinin içindeki birlik ve beraberliği sorgulatmıştır. Üzerinde durulması gereken nokta ise, bu krizlerin yalnızca mevcut yönetimle mi sınırlı kalacağı yoksa daha geniş çaplı bir partisel erozyona yol açıp açmayacağıdır. Gelişmeler, hem parti yetkilileri hem de muhalefet açısından önemli derslerle doludur ve önümüzdeki süreç, Türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olabilir.
