Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan bir habere göre, son aylarda İsrail’in Gazze ve Lübnan’da gerçekleştirdiği askeri operasyonlar sırasında hizmet veren en az 6 İsrail askerinin, uzun süreli psikolojik baskı ve stres sonucu intihar ettiği bildirilmektedir. Bu durum, çatışmaların insani ve psikolojik etkilerini ortaya koymaktadır ve bu konuda daha fazla sayıda askerin yaşamına son verdiği öne sürülmektedir.
İsrail ordusunun konu ile ilgili resmi verileri kamuoyu ile paylaşmayı reddettiği, yıl sonunda bu verileri sunmayı planladığı kaydedilmiştir. Bu durum, askerlerin psikolojik durumları hakkında bilgi edinmeyi zorlaştırmakta ve kayıpların gerçek boyutlarını gizlemekte bir rol oynamaktadır.
Ayrıca, binlerce İsrail askerinin, sahada görevli psikologlar ve İsrail ordusunun ruh sağlığı kliniklerinden destek almak amacıyla başvuru yaptığı öğrenilmiştir. Bunun yanı sıra, Gazze ve Lübnan’daki çatışmalara katılan askerlerin yaklaşık üçte birinin “travma sonrası stres bozukluğu” yaşadığı bildirilmektedir. Bu oran, savaşın askerlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini açıkça göstermektedir.
Askeri uzmanlar, savaşın getirdiği psikolojik sorunların, yaralanan askerlerden daha fazla sayıda kişiyi etkileyebileceği tahmininde bulunmaktadır. Özellikle çatışmaların sona ermesi ile birlikte, askerlerin gerçek psikolojik durumlarının daha da belirgin hale geleceği düşünülmektedir. Bu durum, sadece bireysel askerler için değil, toplumsal bir sorun olarak da değerlendirilmesi gereken bir kriz haline gelmektedir.
İsrail ordusunun Ruh Sağlığı Dairesi Başkanı Lucian Lior, mart ayında Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada, o dönem itibarıyla yaklaşık 1700 İsrail askerinin psikolojik tedavi görmekte olduğunu belirtmiştir. Bu durum, çatışma döneminde askeri personelin ruh sağlığı hizmetlerine olan ihtiyacın ne denli yüksek olduğunu göstermektedir.
Diğer yandan, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda büyük can kayıpları yaşandığı bildirilmektedir. Özellikle, 44 bin 56 Filistinlinin hayatını kaybettiği ve 104 bin 268 kişinin yaralandığı belirtilmiştir. Bu ölüler arasında 17 bin 492 çocuk ve 11 bin 979 kadın bulunmaktadır. Saldırılar süreklilik kazanırken, enkaz altında hala binlerce kayıp olduğuna dair bilgiler de mevcuttur.
Sivillerin barındığı hastane ve eğitim kurumlarının hedef alındığı bu durum, sivil altyapının da büyük ölçüde tahrip edilmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, hem askeri hem de insani açıdan yaşanan bu durumlar, uluslararası kamuoyunda ciddi tepkilere yol açmakta ve bölgedeki çatışma dinamiklerini yeniden gözden geçirmeye zorlamaktadır.