Lübnan ordusu, İsrail ile imzalanan ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından 2 gün içerisinde birkaç kez ihlal edildiğini bildirdi. Bu gelişmeler, bölgedeki gerilimi artırmakta ve barış süreci üzerindeki endişeleri derinleştirmektedir.
Açıklamaya göre, ateşkes anlaşması 27 Kasım 2024 tarihinde yerel saatle 04.00’te (TSİ 05.00) yürürlüğe girmiştir. Ancak bu tarihten itibaren hemen sonrasında, 27 ve 28 Kasım tarihleri arasında İsrail ordusunun Lübnan topraklarına yönelik unsurlarını ihlal ettiği belirtiliyor.
Lübnan ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Düşman İsrail, hava ihlalleri ve çeşitli silahlarla Lübnan topraklarını hedef alarak anlaşmayı birkaç kez ihlal etti.” ifadeleri kullanılmıştır. Bu duyuruda, Lübnan ordusunun bu ihlalleri ilgili uluslararası makamlarla takip ettiği vurgulanmıştır. Bu durum, bölgedeki güvenlik durumunu daha da karmaşık hale getirmektedir.
ATEŞKES SONRASI İLK HAVA SALDIRISI
Ateşkes anlaşmasının ikinci maddesinde yer alan önemli bir hüküm ise, “İsrail, Lübnan’da sivil, askeri veya devlete ait hedeflere kara, deniz veya havadan herhangi bir askeri saldırıda bulunmayacak.” ifadesidir. Ancak, anlaşmanın hemen ardından İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki Mercaiyun’a bağlı Merkeba beldesinde bir meydanı hedef alarak iki kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu saldırı, ateşkesin geçerliliği ve tarafların taahhütleri konusunda ciddi bir kaygı yaratmıştır.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından, İsrail ordusu akşam saatlerinde Sayda kentine hava saldırısı düzenleyerek anlaşmayı bir kez daha ihlal etmiştir. Hava saldırısının hedefinin, İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee tarafından “Hizbullah’a ait orta menzilli roket deposu” olarak tanımlanan bir nokta olduğu belirtilmiştir. Bu durum, bölgedeki gerginliğin artmasına ve iki ülke arasındaki düşmanlığın sürmesine neden olmaktadır.
Tüm bu gelişmeler, Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkese yönelik güvenin sarsıldığına ve iki taraf arasındaki müzakerelerin daha da zorlaşabileceğine işaret etmektedir. Özellikle ateşkes anlaşmasına herhangi bir ihlalin yaşanması, taraflar arasındaki ilişkileri daha da germe riski taşımaktadır. Uluslararası toplumun bu durumu yakından takip etmesi ve her iki tarafı da barışçıl bir çözüm yoluna yönlendirmesi gerekmektedir.
Seçil Selen Balık
Editor