Gürcistan’da 28 Kasım 2024 tarihinde, hükümetin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerini dört yıl süreyle askıya alması üzerine başkent Tiflis’te büyük bir protesto düzenlendi. Bu gelişme, ülke içinde geniş yankılar uyandırdı ve birçok vatandaş, hükümetin bu kararına karşı tepkilerini dile getirmek amacıyla sokağa döküldü.
Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze, yaptığı basın toplantısında, ülkesinin AB’ye katılma teklifinin 2028 sonuna kadar gündeme gelmeyeceğini duyurdu. Bu nedenlerle hükümetin aldığı karar, hem siyasi çevrelerde hem de toplum genelinde tartışmalara yol açtı. Başbakan’ın açıklamaları, halk arasında büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.
Tiflis’te binlerce kişi, hükümetin Avrupa Birliği müzakerelerine dair aldığı karara tepki göstermek için parlamentonun önünde toplandı. Protestocular, Avrupa Birliği’ne katılma müzakerelerinin durdurulmasını kınamak ve demokratik haklarına sahip çıkmak amacıyla sloganlar attı. Gösteri sırasında polis, parlamento binası çevresinde sıkı güvenlik önlemleri aldı. Olayların büyümemesi adına polis ekipleri, protestocuların alanı aşmaması için barikatlar kurarak durumu kontrol altında tutmaya çalıştı.
Bu gelişmelerin ortasında, Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili’den de önemli bir tepki geldi. Cumhurbaşkanı, Başbakan Kobakhidze’nin aldığı karara hitaben sert açıklamalarda bulundu. Zurabişvili, “Bugün, haftalardır devam eden anayasal darbenin sonuna geldik. Aylar önce belirlenen ve bizi Avrupa’dan Rusya’ya doğru götüren rota artık sona ermiştir” şeklinde konuştu.
Öte yandan, Zurabişvili, hükümetin kendi halkına, geçmişine ve geleceğine barış değil, savaş ilan ettiğini belirterek, “Evde olan ya da protestolara katılan herkes: Umudunuzu kaybetmeyin! Taviz yok, teslimiyet yok, direniş var. Ben sonuna kadar buna sadık kalacağım, tıpkı sizin sonuna kadar sadık kalacağınız gibi” dedi. Bu sözler, protestocular arasında moral kaynağı oldu ve birçok kişi Cumhurbaşkanı’nın liderliğinde birlik olma çağrısına yanıt verdi.
Gürcistan’daki siyasi gerilim, hükümetin Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerini askıya almasıyla daha da tırmanmış durumda. Gelişmeler, Gürcü halkının demokrasi ve uluslararası entegrasyon konusundaki tutumunu gözler önüne sererken, gelecekte de siyasi belirsizliklerin devam etmesi bekleniyor. Hükümetin bu adımı, önümüzdeki günlerde daha geniş protesto ve toplumsal hareketlerin tetikleyicisi olabilir. Öyle görünüyor ki, Gürcistan halkı, gelecekteki yönelimleri konusunda daha fazla söz sahibi olma talebinde ısrarcı olacak.