İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız politikalarını sürdürmekte. Bu süreçte, bölgedeki sivillere yönelik zarar veren uygulamalar giderek artış gösterdi. En son skandal, Hamas’ın kontrolünde olan Gazze’deki halkın neredeyse tamamını etkileyen “tahliye emirleri” verilmesiyle yaşandı. Bu emirler, Gazze’nin yaklaşık yüzde 80’ini kapsamakta ve sivil halkı, temel ihtiyaçlarından mahrum bırakma riskini doğurmaktadır.
Birleşmiş Milletler (BM), yaşanan bu insanlık dramına ilişkin kaygılarını dile getirerek dikkat çeken açıklamalarda bulundu. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, düzenlenen günlük basın toplantısında gazetecilere Gazze’deki durum hakkında bilgi verdi. Dujarric, İsrail’in tahliye emirlerinin, sivil nüfus üzerinde daha fazla tehlike yarattığını ve insanların temel hizmetlere erişimini engellediğini açıkladı. Bu durumu eleştirirken, bölgedeki insani koşulların son derece zorlaştığına vurgu yaptı.
Dujarric, Gazze’nin kuzey bölgesinin yaklaşık 2 aydır sıkı bir kuşatma altında olduğunu belirtti. Bu kuşatma, 65 binden fazla insanın gıda, su, elektrik ve sağlık hizmetlerine ulaşmasını engelledi. Bu durum, bölgedeki insani krizin derinleşmesine neden oldu ve insanların yaşam standartlarını ciddi şekilde tehdit etti.
BM sözcüsü, bölgedeki insani yardım gereksinimlerini de dile getirirken, Gazze halkının neredeyse tamamının acil yardıma muhtaç olduğunu vurguladı. Yaklaşık 58 bin engelli bireyin bulunduğu Gazze’de, bu kişilerin gıda temin etme konusunda daha büyük zorluklarla karşılaştığını ifade etti. Dujarric, aynı zamanda Gazze’nin güneyindeki bazı insanlarının açlık nedeniyle çöplerden gıda aramak zorunda kaldığını da belirtti.
İsrail’in insani yardım sevkiyatlarına yönelik engellemelerinin devam ettiğini dile getiren Dujarric, kasım ayında BM tarafından planlanan 578 insani yardım operasyonunun yalnızca yüzde 41’ine izin verildiğini açıkladı. Diğer operasyonların ya doğrudan engellendiğini ya da güvenlik ve lojistik sebepler öne sürülerek iptal edildiğini sözlerine ekledi. Bu durum, uluslararası insani yardım kuruluşlarının ve BM’nin bölgedeki insanlara ulaşma çabasını büyük ölçüde kısıtladı.
Dujarric, özellikle Gazze’nin kuzeyine yönelik yardım planlarının engellenmesini de eleştirerek, bu durumun bölgedeki insani krizi derinleştirdiğini belirtti. Sivil halk üzerindeki etkilerin ağırlaştığı, insani yardımların yapılamadığı bir ortamda, uluslararası toplumun müdahale etme ve bu durumu iyileştirme konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği noktasında uyarıda bulundu.
Sonuç olarak, Gazze’de yaşanan insani kriz, uluslararası toplumun ve kurumların dikkatini çekmekte. İsrail’in uygulamaları ve bu durumun neden olduğu insan hakları ihlalleri, dünya genelinde endişe yaratmakta ve çözüm arayışlarını zorlaştırmaktadır. Bu koşullar altında, Gazze halkının yaşadığı dramın sona ermesi adına acil eylemler gerekmektedir.