Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanı Joe Biden, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşmede, Suriye ve Gazze’de yaşanan son olaylar hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. İki lider, bu bölgelerdeki karmaşayı ele alarak, olası çözüm yollarını tartıştı.
Beyaz Saray’dan yapılan resmi açıklamalara göre, Biden, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına tam destek verdiğini belirtti. Bu karar, Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi ve siyasi bir geçiş sürecinin sağlanması için önemli bir temel oluşturuyor. Biden, bu süreçlerin Birleşmiş Milletler himayesinde ve Suriyelilerin liderliğinde yürütülmesinin kritik olduğunu vurguladı.
Görüşmede ayrıca, terör örgütü DEAŞ’ın Suriye’de tekrar canlanmasını önlemek adına alınabilecek önlemler de gündeme geldi. Bu bağlamda, Biden yönetiminin daha önceki gün düzenlediği hava saldırıları hakkında da bilgi mübadelesi yapıldı. DEAŞ’ın yeniden güçlenmesi, bölgedeki güvenliği tehdit eden en büyük unsurlardan biri olarak kabul ediliyor, bu nedenle bu tür önlemler elzem hale geliyor.
Biden ve Kral Abdullah, Gazze’deki durumu da masaya yatırarak bir olası ateşkes süreci üzerinde durdular. Bu süreç, esirlerin serbest bırakılması ve Gazze bölgesine insani yardımların artırılması gibi kritik konuları da kapsıyor. İki lider, bölgedeki insani durumu göz önünde bulundurarak, daha fazla yardım gönderilmesi ve Gazze’deki halkın yaşadığı zor şartların giderilmesi yönünde adımlar atılması gerektiği konusunda hemfikir oldu.
Özellikle Gazze’deki insani kriz, dünya gündeminde önemli bir yere sahip. Savaşın ve çatışmaların yol açtığı bu kriz nedeniyle, uluslararası toplum derhal harekete geçerek yardım göndermeye ve bu bölgedeki barış süreçlerini desteklemeye çalışıyor. Biden ve Abdullah’ın bu konudaki görüşmeleri, bölgedeki istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Biden ve Kral Abdullah’ın gerçekleştirdiği telefon görüşmesi, hem Suriye hem de Gazze üzerinden yükselen sorunlar ve bunlara yönelik alınabilecek tedbirleri tartışma fırsatı sundu. İki liderin karşılıklı görüş alışverişi, bölgedeki durumun iyileştirilmesine katkı sağlamak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Uluslararası toplumun bu gibi görüşmelere ve ikili ilişkilere verdiği önem, barışın sağlanması yolunda atılacak adımlar açısından son derece kritik bir öneme sahip.