Suriye’de, 27 Kasım 2024 tarihinde önemli bir dönüşüm yaşandı. Bu tarihte muhaliflerin başlattığı ilerleyişin neticesinde, Esad rejimi ciddi bir çöküş yaşadı. 61 yıl boyunca iktidarda kalmayı başaran Baas rejiminin sona ermesiyle birlikte, Beşşar Esad, ailesini yanına alarak milyonlarca dolar değerinde varlıklarıyla birlikte Rusya’ya kaçtı. Bu durum, Suriye’deki iç savaşta yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.
Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi ise 2015 yılında başladı. Devrik lider Beşşar Esad rejimi, 2015 yazında muhaliflerle yapılan çatışmalarda zor günler geçirmeye başladı. Bu süreçte, Esad rejiminin yardım çağrısına Moskova yönetimi yanıt vererek Hımeymim Hava Üssü’ne savaş uçakları konuşlandırmaya başladı. Rusya, Hazar Denizi, İran ve Irak uzantılı hava koridorlarını yoğun bir şekilde kullanarak Suriye’deki askeri varlığını güçlendirdi.
Eylül 2015’in sonlarına doğru, Rusya Suriye’de muhaliflere karşı ilk hava saldırılarını gerçekleştirdi. Bu hava saldırıları, ilerleyen dönemde Esad rejiminin iktidarda kalmasını güvence altına almak ve muhaliflerin geniş alanlarda hakimiyet kaybı yaşamasını sağlamak amacıyla devam etti. Özellikle Esad rejimi için stratejik bir öneme sahip olan Rus hava kuvvetleri, ülkenin doğusunda daha fazla faaliyet gösteren ABD Hava Kuvvetleri ile hava sahasını paylaşarak olası çatışma ve tehlikeli karşılaşmaları önlemeye çalıştı.
27 Kasım 2024 itibarıyla Suriye’deki çatışmaların şiddetinin artması ile birlikte, rejim ordusunun hızla dağılmaya başladığı ve ülkedeki kentlerde kontrolü kaybettiği gözlemlendi. Bu dönemde Hımeymim Hava Üssü’ndeki Rus savaş uçakları, rejim karşıtı ve muhalif güçlere karşı bazı hava saldırıları düzenlemeye başladı. Ancak, bu süreçte uluslararası kamuoyunun dikkatleri, Rus hava üssünün nasıl bir rol üstleneceğine çevrildi. Önceki yıllara oranla, Rus hava saldırılarının belirgin şekilde azaldığı dikkat çekti.
Son görüntülere bakıldığında, Hımeymim Hava Üssü’nde geniş bir alana yayılmış pistlerde ve hangarlarda yaşanan hareketsizlik, bölgedeki askeri etkinliğin azalmakta olduğunu gösteriyor. Bu durum, rejim ordusunun dağılması sırasında Rusya’nın müdahale gücünü sorgulamakta ve Suriye’deki savaşın geleceğine dair pek çok belirsizlik yaratmaktadır.
Sonuç olarak, Suriye’de 27 Kasım’da başlayan bu yeni süreç, hem iç savaşın seyrini değiştiriyor hem de uluslararası ilişkilerin dinamiklerini etkileme potansiyeline sahip. Beşşar Esad’ın Rusya’ya kaçışı ve muhaliflerin ilerleyişi, Suriye’deki çatışmaların geleceği açısından oldukça kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Gelecek günlerde, Rusya’nın bu süreçteki rolü ve durumu, Suriye’nin savaş ortamındaki gidişatı üzerinde belirleyici bir etken olmayı sürdürecektir.