Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2024 yılına yönelik ekonomik değerlendirmelerde bulunarak, “Kısa vadeli dünya ekonomisi Türkiye’nin lehine trendler içeriyor” ifadesini kullandı. Konuşmasında, Türkiye’nin uzun vadeli yapısal sorunlarına rağmen, belirli avantajları olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin ana ticaret ortakları olan Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya ekonomik alandaki canlanmanın olumlu gelişmeler getireceğini vurguladı.
Şimşek, dünya genelinde enflasyonun düşmesiyle birlikte finansal koşulların daha destekleyici bir hale geldiğinin altını çizerken, Türkiye açısından emtia fiyatlarında bir artış öngörülmediğini belirtti. Küresel ticarette 2023 yılına kıyasla bir toparlanma beklediklerini ifade ederken, “Jeopolitik gelişmelerin, Türkiye’nin stratejik önemini artırdığı bir yılı karşılıyoruz” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Uzun vadeli küresel ekonomik sorunlara dikkat çeken Şimşek, küresel büyümenin zayıfladığını ve borçluluk oranlarının yüksek olduğunu söyledi. Türkiye’nin borçluluk oranının, küresel ortalamaya göre oldukça avantajlı olduğunu belirten Bakan Şimşek, “Gelişmekte olan ülkelerde toplam borcun milli gelire oranı Türkiye’de yüzde 95 iken, benzer ülkelerde bu oran yüzde 245’e kadar çıkabiliyor” dedi. Kamu borcunun milli gelire oranı ise Türkiye’de yüzde 26 seviyelerindeyken, diğer benzer ülkelerde yüzde 70 civarında olduğunun altını çizdi.
Kısa vadeli dünya koşullarının Türkiye’ye avantaj sağladığını belirten Şimşek, kadınların iş gücüne katılım oranının düşük olduğunu vurgulayarak, bu oranı artırıcı reformların yapılması gerektiğini ifade etti. Yapay zeka ve yeşil dönüşüm konularında da ilerlemeler kaydedildiğini belirten Şimşek, demografik yapı bakımından Türkiye’nin hala avantajlı olduğunu sözlerine ekledi.
Bakan Şimşek, İstanbul’da düzenlenen Para Sohbetleri’nde yaptığı konuşmada, 1,5 yıldır uygulanan Orta Vadeli Program (OVP) hakkında bilgi verdi. OVP’nin hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve gelirin daha adil bir şekilde dağılımı olduğunu vurgulayarak, bu hedefe ulaşmak için enflasyonu düşürmek, mali disiplini sağlamak ve yapısal dönüşümü güçlendirmek gerektiğini söyledi. Ayrıca, Türkiye’deki makro finansal istikrarın artırılması için önemli adımlar atıldığını ifade etti.
Depremin neden olduğu bütçe yükü ve EYT uygulamaları ile birlikte, Türkiye’nin bütçe açığını yüzde 5,2’lerde tuttuğunu belirten Şimşek, 2025 yılında hedefin bütçe açığını yüzde 3 civarına düşürmek olduğunu açıkladı. 2024 yılı itibarıyla cari açığın milli gelirin yüzde 1’inin altına indiğini dile getiren Bakan Şimşek, bu durumun makro finansal istikrar açısından önem taşıdığını ifade etti.
Şimşek, Türkiye’nin döviz rezervlerinin endişe kaynağı olmaktan çıktığını, 5 yıllık kredi risk primlerinde (CDS) düşüş yaşandığını ve bu durumun borçlanma maliyetlerinin azalmasını sağladığını dile getirdi. Bakan,,”Gelecek 5 yılda CDS’lerle yıllık 7 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağız” şeklinde konuştu. Ayrıca, enflasyonun düşmeye devam edeceğini ve 2025’te olumlu bir görünüm olacağını vurguladı.
Enflasyonla mücadelede arz yönlü politikaların önemine de dikkat çeken Şimşek, konut arzı, gıda arzı ve enerji arzı alanlarında destek sağlamaya devam edeceklerini anlattı. Deprem bölgesinde bu yıl sonuna kadar 200 bin
