Suriye’nin Dera ili, 2011 yılında başlayan ve ülkeyi derinden sarsan halk hareketlerinin ilk kıvılcımını ateşleyen bir yer olarak tarihe geçti. O yıl, gençler okullarının duvarına yazdığı “Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sende” ifadesi, ülke genelinde bir isyanın başlangıcını simgeliyordu. Bu cümle, sadece bir isyan çağrısı değil, aynı zamanda halkın özgürlük ve adalet arayışının ifadesiydi. Gençlerin bu cesur eylemi, Suriye’deki sosyal ve politik değişim süreçlerinin tetikleyicisi oldu ve ülkede büyük bir kaosa yol açtı.
Yaklaşık 14 yıl süren bu çatışmalar, Suriye’nin toplumsal yapısını ve siyasi dengesini alt üst etti. Devletin güçlü güvenlik güçleri, gençlerin eylemlerine sert tepki gösterdi. Bu süreçte on binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden oldu ve Suriye, dünya gündeminin en önemli meselelerinden biri haline geldi. Dera, bu süreçte hem direnişin hem de acının sembolü oldu. Gençlerin cesur eylemleri, birçok insanın harekete geçmesine ve esaret altındaki birçok insanın sesini yükseltmesine ilham kaynağı oldu.
Uzun süreli çatışmaların ardından, Dera ilinde zamanla farklı gruplar arasında iktidar mücadeleleri başladı. 2022 yılında, Suriye’nin Haseke bölgesinde bazı bölgeleri ele geçiren PKK’nın uzantısı YPG-YPJ güçleri ve Dera’daki muhalif gruplar, iç savaşın bana görünmeyen yüzünü temsil etmeye devam ettiler. Dera, birçok farklı aktörün mücadele ettiği, yaşanan çatışmaların ve politikanın sürekli değiştiği bir savaş alanı haline geldi.
Ancak 2024 yılına gelindiğinde, Dera’daki gençlerin yazdığı ikinci cümle tarihe damga vurdu. Duvar, artık “Doktor kaçtı” ifadesiyle süslendi. Bu cümle, Suriye halkının yaşadığı dramı ve Beşşar Esed’in savaşın yıpratıcılığı karşısında yaşanan çaresizliği bir kez daha gözler önüne serdi. Esed’in, yıllarca süren çatışmaların ardından, çatışmaların getirdiği hüsranın ve kayıpların sorumluluğunu üzerine almayarak ülkeden kaçması, halk arasında büyük bir öfkeye neden oldu.
Dera’nın duvarları artık sadece bir çizim alanı değil, aynı zamanda tarihsel bir anlatım yeri oldu. Gençlerin yazdığı bu iki cümle, Suriye halkının çektiği acıları, mücadelelerini ve sonunda elde ettikleri tahribatı sembolize etti. Bu duvar, Suriye’nin geleceği için bir umut ışığı, aynı zamanda bir uyanışın da ifadesi olarak tarihe geçti. Halk, özlemlerini ve taleplerini dile getirip, bağımsızlık için verdikleri mücadeleyi devam ettirmek üzere bir araya gelip, taleplerini haykırmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Dera ilindeki bu olaylar, Suriye İç Savaşı’nın yalnızca bir parçası değil, aynı zamanda toplumun kimliğini, direnişini ve gelecek umutlarını temsil eden önemli bir nüans olarak korunacak. Gençlerin cesareti ve kararlılığı, bir toplumun kaderini değiştirebilecek güçte olduğunun en somut örneğini sunuyor. Tarih, bu gençlerin yaptıklarını unutmayacak ve onlara ilham veren direnç efsanesi, diğer nesiller için de bir önderlik rolü üstlenecektir.
