Almanya’da Angela Merkel’in ardından siyasi istikrarsızlık devam etmektedir. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) tarafından oluşturulan “Trafik Lambası” koalisyonu, üç yıllık yönetim sürecinin ardından içindeki fikir ayrılıkları nedeniyle sorunlar yaşamaya başlamıştır. Bu fikir ayrılıkları, zamanla bir çatışmaya dönüşmüş ve koalisyon içindeki gerginlikler 6 Kasım tarihinde Hür Demokrat Parti’nin koalisyondan ayrılmasıyla noktalanmıştır.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un, 16 Aralık 2023’te Federal Meclis’te gerçekleştirilen oylamada güven oyu alamaması, erken seçim sürecinin kesin olarak başlamasına sebep olmuştur. Bu durum, koalisyon hükümetinin devamlılığı açısından önemli bir tehdit oluşturmuştur.
FEDERAL MECLİS FESHEDİLDİ
Bugün, Federal Meclis’teki konuşmasını yapan Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, resmi ikametgahı olan Berlin Bellevue Sarayı’nda basına yaptığı açıklamada federal meclisi feshettiğini duyurmuştur. Bu, Almanya’nın siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
ERKEN SEÇİM İÇİN KESİN TARİHİ VERDİ
Cumhurbaşkanı Steinmeier, 28 Eylül 2025 tarihinde gerçekleştirilecek olan seçimin, Hür Demokrat Parti’nin meclisteki çoğunluğunu kaybetmesi ile erkene alınarak 23 Şubat 2025 tarihinde yapılacağını belirtmiştir. Bu açıklama, birçok siyasi analist ve yorumcu tarafından, Almanya’nın siyasi geleceği açısından kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Soum federal seçimler, 26 Eylül 2021 tarihinde yapılmış ve Hür Demokratlar (FDP) bu seçimde en güçlü parti olarak öne çıkmıştı. Ancak, bu seçim sonrası kurulan koalisyonun sürekliliği, yaşanan siyasi çatışmalar ve güven oyu kaybı ile büyük bir sarsıntı yaşamıştır. Bu durum, Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip ülkelerinden biri olan Almanya’da istikrarı tehdit eden önemli bir kriz olmuştur.
Sonuç olarak, Almanya’da yaşanan bu siyasi kriz, ülkenin gelecekteki yönelimleri ve halkın algısı açısından önemli etkiler yaratacak gibi görünmektedir. Erken seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, siyasi partiler arasındaki rekabetin daha da kızışması ve seçmenin yeniden yönlendirilmesi beklenmektedir. Almanya’nın uluslararası ilişkileri ve Avrupa Birliği ile olan bağlantıları bu süreçten nasıl etkilenecek, önümüzdeki dönemlerde netlik kazanacaktır.
Dolayısıyla, Almanya’da mevcut durum ve geleceği hakkında birçok soru işareti bulunmaktadır. Siyasi partilerin, halkın ihtiyaçlarına ve beklentilerine nasıl yanıt vereceği, bu erken seçim sürecinin sonuçlarına doğrudan etki edecektir. Almanya’nın güçlü ve demokratik bir ülke olarak kalabilmesi için, siyasi partilerin bu dönemi iyi değerlendirilmesi gerekecektir.
