İngiltere’deki hastanelerde kriz sürerken, vatandaşların tedavi edilmek üzere hastanelerde bekleme süreleri her geçen gün artıyor. Hastanelerdeki yatak sayısının yetersizliği, durumu daha da zor hale getiriyor. Bu kriz, hem hastalar hem de sağlık çalışanları için ciddi sonuçlar doğurmakta.
Liberal Demokratlar Partisi tarafından yapılan açıklama, hastanelerde acil servislerde uzun süre sedyede bekleyen hasta sayısının alarm verici bir şekilde artığını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yıl boyunca, acil servislerde 12 saatten fazla süreyle bekleyen hasta sayısı 518 bine ulaştı. Bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 25’lik bir artışı temsil ediyor.
Özellikle 2019 yılı ile kıyaslandığında, hastaların acil servislerde bekleyiş süresi oldukça çarpıcı bir şekilde yükseldi. 2019’da yalnızca 8 bin 272 hasta sedyede uzun süre beklerken, geçen yıl bu sayı tam 23 katına çıkarak büyük bir sorun haline geldi.
Liberal Demokratlar, bu duruma derhal müdahale edilmesi gerektiğini belirterek, hükümete acil eylem çağrısı yaptı. Partinin Sağlık Politikaları Sözcüsü Helen Morgan, hastalarda koridor bakımının son bulması adına hükümetin ivedilikle harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Morgan, bu durumu bir “skandal” olarak değerlendirerek “Koridor bakımının normalleşmesi ve binlerce hastanın sedyelerde saatlerce, hatta günlerce bekletilmesi kabul edilemez.” diyerek durumu eleştirdi.
Morgan, hastaların yaşadığı sıkıntıların dışında, sağlık çalışanlarının da iş yükünün bu süreçte ciddi şekilde arttığını belirtti. Sağlık Bakanı Wes Streeting’i acil bir eylem planı açıklamaya çağıran Morgan, hastane yatak sayısının artırılmasının ve sağlık sisteminin daha güvenli seviyelere çekilmesinin şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, “Hükümet bu krizi çözmek için hızlı adımlar atmalı ve salgın dönemindeki gibi emeklilikten dönen sağlık çalışanlarını işe alacak kampanya başlatmalıdır.” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Kraliyet Acil Tıp Koleji (Royal College of Emergency Medicine) tarafından yapılan araştırmalar, acil servislerde yaşanan uzun bekleme süreleri nedeniyle 2023 yılında yaklaşık 14 bin ölüm gerçekleştiğini ortaya koymuş durumda. Bunun yanı sıra, hastanelerdeki yatak doluluk oranının şu an itibarıyla yüzde 93 seviyesine ulaştığı, güvenli kabul edilen seviyenin ise yüzde 85 olduğu belirtiliyor. Bu veriler, özellikle acil servislerin kapasitesinin üzerinde çalıştığını ve sistemin yeniden yapılandırılması gerektiğini net bir biçimde göstermektedir.
Sonuç olarak, İngiltere’deki sağlık sistemi ciddi bir krizle karşı karşıya. Hem hastaların uzun bekleme süreleriyle karşılaşması hem de sağlık çalışanlarının artan iş yükü, durumun aciliyetini artırıyor. Hükümetin atacağı adımlar, yapılan eleştiriler ve öneriler doğrultusunda büyük önem taşıyor. Eğer önlemler hayata geçirilmezse, bu durumun toplumsal sağlık açısından daha ciddi sonuçlar doğurabileceği aşikar.
