ABD, tarihinin en büyük yangınıyla mücadele ediyor. Los Angeles kentinde devam eden orman yangınları, en az 24 kişinin hayatını kaybetmesine ve 12 binden fazla yapının tahrip olmasına neden oldu. Aynı zamanda, Los Angeles’ın büyük bölümünü saran korkunç alevlerden kaçmak isteyen yaklaşık 200 bin bölge sakinine tahliye emri çıkarılmış durumda.
Yangınla mücadelenin yanı sıra tahliye işlemleri de hızla sürdürülüyor. Maddi durumu iyi olan Los Angeles’lıların, civarlardaki otelleri doldurduğu gözlemlenirken, geriye kalanlar için çadır veya konteyner temininde sıkıntılar yaşanıyor. Yangının boyutları giderek artarken, gazeteci Zafer Şahin’in dikkat çekici bir kıyaslaması gündeme geldi.
Şahin, Türkiye’deki felaketler sonrası devletin vatandaşlara yaptığı yardımları vurgulayarak, “Dünyada bu yardımların ikinci bir örneği yok” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı’nın Manavgat’taki yangın sonrası verdiği örneklerle açıklama yapan Şahin, devletin felaketler sonrası sağladığı yardımların önemli olduğunu belirtti. Yangın nedeniyle evi hasar görenlere kira yardımı yapılacağını, tarım, hayvancılık ve seralarda oluşan zararların karşılanacağını ifade etti. Ayrıca, vergi, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primi, esnaf kredisi ve tarım kredisi borçlarının erteleneceği, faizsiz esnaf kredisi verileceği, yanan evlerin inşaatına ise 3 ay içinde başlanacağı ve 1 yıl içinde teslim edileceği bilgilerini paylaştı.
Şahin, “Bana bunun ikinci bir örneğini göstersinler ya. Dünyada böyle bir devlet var mı?” şeklinde sordu. Almanya’da meydana gelen sel felaketi sonrası Angela Merkel’in sigorta şirketlerinin yardımcı olmasını istemesi ve ABD’de yangın olduğunda Donald Trump’ın “para yok” diye bağırmasına atıfta bulunarak, “Beğenmediğin Türkiye her depremden selden afetten sonra milletimin yanındayım, milletimiz müsterih olsun” dedi. 6 Şubat depreminden sonra, 201 bin evin tamamlanarak hak sahiplerine teslim aşamasına geldiğini belirten Şahin, bu sayının ilerleyen dönemde 600 binlere çıkacağını vurguladı.
Eleştirilerin önemli olduğunu ancak, bu eleştirilerin iktidara muhalefet ederken Türkiye’ye muhalefet etme çizgisine gelmemesi gerektiğine dikkat çeken Şahin, yaşanan felaketlerde hükümetin ve bakanların hızlı bir şekilde olaylara müdahil olduğunu belirtti. Elazığ ve Malatya’daki depremler sonrası bakanların bölgeye koşturduklarının altını çizen Şahin, Kastamonu’daki sel felaketinde de mağdur kalmadığını ifade etti.
Sonuç olarak, ABD’deki büyük orman yangınları tüm dünyayı sararken, Türkiye’deki afet yönetimi ve yardım süreçleri üzerine yapılan kıyaslamalar, Türkiye’nin afet sonrası destek politikalarının önemini ve etkisini bir kez daha gündeme getirdi. Şahin’in açıklamaları, Türkiye’nin henüz karşılaşmadığı bir durumla karşılaştığında devletin muhalefet ve yardımlarının nasıl işlediği açısından kıymetli bir perspektif sunuyor.
