ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da düzenlediği bir törenle düzensiz göçmenlerin ülkeye girişlerini engellemek amacıyla hazırlanan Laken Riley Yasası’nı yasalaştırdı. Trump, bu yasaya imza atarak, ikinci döneminde imzaladığı ilk yasanın göçmenlik meseleleriyle ilgili olduğunu belirtti. Sınır güvenliği konusunun kendisi için enflasyondan daha önemli olduğunu vurguladı.
Törende Trump, çeşitli ülkelerden ABD’ye gelen suçluların artışına dikkat çekti ve Joe Biden döneminde bu kişilerin ülkeye girişinin kolaylaştığını savundu. Bu bağlamda, Guantanamo Körfezi’nde 30 bin suçlu göçmenin tutulacağı bir tesisin hazırlanması için talimat verdiğini açıkladı. “Savunma ve İç Güvenlik bakanlıklarına bu 30 bin kişilik göçmen tesisinin hazırlıklarına başlamaları talimatını veren bir kararname imzalıyorum,” diyen Trump, Guantanamo’daki kapasitenin iki katına çıkarıldığını belirtti ve burada tutulan kötü suçluların ulusal güvenlik için önemli bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Laken Riley Yasası, yasa dışı bir göçmen tarafından öldürülen bir üniversite öğrencisinin anısına atfen böyle adlandırıldı ve tasarının, Kongre’nin her iki kanadından bazı Demokratların desteğiyle geçirildiği açıklandı. Trump için bu düzenleme, büyük bir ‘yasal zafer’ olarak değerlendirildi. Bu yeni düzenleme, sınır muhafızlarına çeşitli suçlarla bağlantılı olan düzensiz göçmenleri mahkeme kararı olmadan tutuklama yetkisi veriyor.
Sınır güvenliğini artırmak amacıyla Trump, yeni bir başkanlık kararnamesi imzaladı ve ABD-Meksika sınırına ek olarak 1500 asker gönderme kararı aldı. Bu gelişmeler, Trump’un, göçmenlik sorunları konusundaki sert tutumunu daha da güçlendirdiğini gösteriyor.
Guantanamo, 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ardından “teröre karşı savaş” söylemiyle kuruldu ve zamanla, işkence ve uluslararası hukuka aykırı birçok eylemin merkezi haline geldi. Guantanamo hakkındaki tüm kapatma çağrılarına rağmen, tesis 20 yıldan fazla bir süredir faaliyette. George W. Bush yönetimi, 11 Ocak 2002’de Guantanamo’da terör şüphelileri için bir hapishane kurduğunu duyurdu. Bu yer, hukuksuz işkenceler, haksız tutuklamalar ve yargısız infazlarla gündeme geldi ve “Dünyanın en kötü hapishanesi” olarak adlandırıldı.
Guantanamo’daki gündelik hayatı ele alan görüntüler, kamuoyuyla oldukça sınırlı bir şekilde paylaşıldı. Turuncu giysiler ve siyah kukuleta giydirilmiş zanlıların durumu, Guantanamo ile ilgili tartışmaların merkezinde yer alıyor. Bugüne kadar, tesisin işlemleri ve içindeki yaşam koşulları hakkında net bilgi alabilen nadir şeylerden biri, burada tutulanların maruz kaldığı kötü muameleler ve insan hakları ihlalleri oldu.
Sonuç olarak, Trump’ın yeni yasası ve Guantanamo’da yapılacak olan genişlemeyle birlikte, ABD’nin göçmen politikalarında önemli değişiklikler gözlemleniyor. Bu değişikliklerin, ülkede iktidar mücadelesi ve uluslararası ilişkiler üzerindeki etkisi ise zamanla daha net bir şekilde anlaşılacaktır.
