ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığı ilk günkü konuşmasında, Meksika ve Kanada için yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulamayı düşündüğünü ifade etti. Bu kararın 1 Şubat 2025’te hayata geçirilmesi planlandığı bilgisini verdi. Bu tür uygulamalar, uluslararası ticarette büyük değişimlere neden olabiliyor ve taraflar arasında gerginliklere yol açabiliyor.
Özellikle Trump’ın ilk dönemindeki tarifeler, Kanada ile olan ticari ilişkilerini derinden etkilemişti. 2018 yılında, Trump yönetiminin Kanada’ya yönelttiği yüksek tarifeler, Ottawa yönetimini zor durumda bırakarak milyarlarca dolarlık yeni vergileri ABD’ye karşı misilleme olarak duyurmasına sebep olmuştu. Bu durum, iki ülke arasındaki ticaretin yanı sıra diplomatik ilişkileri de etkilemişti.
Kanada’nın Başbakanı Justin Trudeau, X sosyal medya platformu üzerinden Trump’ın Kanada ürünlerine uygulanacak gümrük vergisiyle ilgili bir açıklama yaptı. Trudeau, bu cezaların Kanada’nın ekonomisini olumsuz etkileyeceğini ve bununla mücadele etmek için hazır olduklarını belirtti.
Trudeau, gümrük vergisi uygulamasının hayata geçmesi durumunda Kanada’nın tüm bölgelerinin etkileneceğini vurgulayarak, eyalet liderleriyle bu konuyu detaylıca görüştüğünü de açıkladı. Yetkililerin bu durumu engellemek için yoğun çaba harcadıklarını belirtti. Trudeau, “Gerekirse hepimiz güçlü ve ulusal bir yanıt vermeye hazırız,” diyerek Kanada’nın bu tür bir saldırıya karşı durmaya kararlı olduğunu dile getirdi.
Bu gelişmeler, sadece ekonomik etki değil, aynı zamanda siyasi yansımaları da beraberinde getirebilir. Kanada yönetimi, Trump’ın uygulamalarına karşı küresel ticaret hukuku çerçevesinde karşı hamlelerde bulunmayı planlayabilir. Washington ile Ottawa arasındaki ilişkilerin bu tür gerginliklerle daha da karmaşıklaşabileceği öngörülüyor.
Sonuç olarak, Trump’ın yeni tarifeleriyle ilgili açıklamaları, Kanada’da büyük bir tepkiyle karşılandı ve Trudeau’nun verdiği güçlü yanıt, ülkenin birlik ve beraberlik içinde hareket etme konusundaki kararlılığını ortaya koydu. Bu tür ticaret savaşlarının yalnızca ekonomik kayıpları değil, aynı zamanda toplumsal etkileri de göz ardı edilemez. Dolayısıyla bu süreçte Kanada’nın nasıl bir strateji geliştireceği merakla beklenmektedir.