Dünya genelinde merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi devam ederken, Türkiye bu süreçte dikkat çeken ülkelerden biri oldu. Dünya Altın Konseyi’nin 2024 yılına ait verilerine göre, Türkiye, 595 bin 37 tonluk altın rezerviyle dünya sıralamasında ilk 10’da yer almayı başardı.
Özellikle son on yıl içerisinde, Türkiye’nin gerçekleştirdiği 424 tonluk altın alımı, onu Rusya ve Çin’in ardından en fazla altın alımı yapan üçüncü ülke konumuna getirdi. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası finansal istikrar ve ekonomik güvenliğine yönelik attığı önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Dünya Altın Konseyi’nin 2024 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre, altın rezervleri bakımından Amerika Birleşik Devletleri 8 bin 133 ton ile listenin zirvesinde yer alıyor. Türkiye ise 595 bin 37 tonluk rezervle onuncu sırada bulunuyor. Bu sıralama, küresel ölçekte dikkat çeken bir rekabeti ortaya koyuyor ve ülkelerin ekonomik stratejilerini şekillendirme konusunda altının önemini vurguluyor.
2013 ile 2023 yılları arasında yapılan analizler, merkez bankalarının altın alımlarında Rusya’nın 1.298 ton ile ilk sırada olduğunu gösteriyor. İkinci sırada yer alan Çin ise 1.181 ton altın almış durumda. Türkiye’nin 424 tonluk altın alımıyla üçüncü sıraya yükselmesi, ülkenin altın alım stratejisinin etkinliğini gösteriyor.
Türkiye’nin ardından, Polonya 256 ton ve Hindistan 246 ton ile sırasıyla dördüncü ve beşinci en fazla altın alan ülkeler olarak dikkat çekiyor. Ayrıca, Özbekistan 154 ton, Kazakistan 151 ton ve Singapur 103 ton alımlarıyla önemli rakipler arasında yer alıyor. Irak, 100 ton ve Tayland, 92 ton ile diğer dikkat çeken ülkeler arasında listeleniyor.
Bu veriler, Türkiye’nin uluslararası finans sistemindeki rolünü güçlendirmek için izlediği politikaların yanı sıra, küresel piyasalardaki dalgalanmalardan dolayı altın gibi değerli varlıklara yönelik artan talep dinamiklerini de gözler önüne seriyor. Türkiye’nin altın alımları, ekonomik belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar için güvenli bir sığınak sunma perspektifinden de önem taşıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin son yıllarda özellikle merkez bankaları aracılığıyla gerçekleştirdiği altın alımı, sadece ülke ekonomisi için değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde de önemli bir gelişme olarak nitelendirilmektedir. Bu durum, Türkiye’nin mali politikalarını etkileyerek, ulusal ve uluslararası arenada daha güçlü bir konum elde etmesine katkıda bulunuyor.