ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2025 yılının Şubat ayında Washington, D.C.’deki Beyaz Saray’da bir araya geldi. Bu görüşme, iki kritik liderin bölgedeki gelişmeler üzerine fikir alışverişinde bulunduğu önemli bir buluşmaydı.
Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısı, Trump’ın açıklamaları nedeniyle geniş yankı uyandırdı. Özellikle, Trump’ın Gazze Şeridi ile ilgili yaptığı düşündürücü açıklamalar dikkat çekti. Trump, “ABD, Gazze Şeridi’nin kontrolünü devralacak. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız,” dedi.
Basın toplantısında bir gazetecinin, Amerikalı liderin Gazze’yi devralma konusu üzerine yönelttiği “Bu bir işgal girişimi mi yoksa Gazze’nin yeniden inşası süreciyle ilgili miydi?” sorusuna Trump, “Gazze’de uzun vadeli bir sahiplik düşünüyorum. Bu bölgeye ve Orta Doğu’ya büyük istikrar getirecek bir karar. Çok yakından inceledim ve aylardır çalıştım. Gazze son derece tehlikeli bir bölge,” şeklinde yanıt verdi.
Ayrıca, Trump, “Amerika ve İsrail bölgeye sükunet ve istikrarı yeniden getirecek; refah, fırsat ve umudu uluslarımıza, Arap ve Müslüman uluslar da dahil olmak üzere Orta Doğu’daki tüm insanlara yayacağız,” ifadelerini kullandı. Gazze’ye asker gönderip göndermeyecekleri sorusuna ise “Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu gerekiyorsa, bunu da yaparız,” diyerek, gerekirse asker gönderebileceklerine dair güvence verdi.
Bu açıklamaların ardından Netanyahu’nun, Trump’ın sözlerine karşı gösterdiği şaşkınlık dikkat çekti. Netanyahu, Trump’a hitaben, “Ben daha önce sadece Gazze’nin İsrail için tehdit olmaktan çıkması gerektiğini söylemiştim ama Başkan Trump daha da ileri giderek konuyu bambaşka bir boyuta evirdi. Siz, İsrail’in Beyaz Saray’da sahip olduğu en büyük dostsunuz,” sözlerini sarf etti.
Ayrıca Netanyahu, “İsrail savaşı kazanarak bitirecektir. İsrail’in zaferi Amerika’nın zaferi olacaktır. Birlikte çalışarak sadece savaşı kazanmakla kalmayacağız, liderliğiniz ve ortaklığımızla barışı da kazanacağız. Bölgemiz için parlak bir gelecek kuracak ve büyük ittifakımızı daha da yükseklere taşıyacağız,” diye ekleyerek, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine vurgu yaptı.
Bu buluşma ve ardından gelen açıklamalar, hem ABD’nin Orta Doğu politikaları hem de bölgedeki güvenlik dinamikleri açısından önemli tartışmalara yol açtı. Özellikle Trump’ın Gazze’ye yönelik planları ve Netanyahu’nun bu konudaki destekleyici tavrı, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor.
