Wall Street Journal gazetesine dayandırılan bilgileri aktaran çeşitli istihbarat kaynakları, ABD istihbaratının İsrail’in İran’a yönelik askeri saldırı hazırlıkları içinde olduğuna dair bir rapor hazırladığını ileri sürdü. Bu rapor, özellikle ABD’nin iç politikalarında da önemli bir dönemeç olan Joe Biden’ın başkanlık sürecinin sonlarına yaklaşıldığı bir zaman diliminde ortaya çıktığı için dikkat çekiyor.
Rapor, İsrail’in İran’a saldırma ihtimalinin giderek arttığını belirtiyor. Özellikle İran’ın askeri altyapısının son zamanlarda zayıflaması, Orta Doğu’daki askeri faaliyetlerin artabileceğine dair kaygıları beraberinde getiriyor. Bu durum, bölgedeki güç dengelerini de etkileyebilecek nitelikte bir gelişme olarak yorumlanıyor.
Bununla birlikte, ABD istihbaratı tarafından hazırlanan ikinci bir rapor, Donald Trump’ın başkanlık görevinin ilk günlerinde de benzer bir durumun söz konusu olduğunu öne sürüyor. Söz konusu rapor, o dönem İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı hazırlığında olduğunu iddia ediyor. Bu bağlamda, İsrail’in İran’ın zayıflama sürecinde nükleer tesislerine büyük çaplı saldırılar gerçekleştirmeyi planladığı belirtiliyor.
İlk raporda yer alan bilgilere atıfta bulunarak, istihbarat kaynakları, Trump yönetiminin Biden yönetimine kıyasla İsrail’e saldırılar konusunda daha fazla destek sağlayabileceğine dair inancın yüksek olduğunu vurguladı. Bu durum, İsrail’in gelecekteki askeri operasyonları için Trump yönetimine baskı yapma ihtimalini doğurabiliyor.
Ayrıca, bu tür askeri saldırılarda İsrail’in ABD’nin askeri desteğine ve mühimmatına ihtiyacı olacağı da belirtiliyor. Bu, yalnızca askeri stratejiler açısından değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin dinamikleri açısından da önemli bir durumu işaret etmekte. İsrail’in İran üzerindeki baskısını artırmak istemesi, bölgedeki diğer ülkelerin de tepkisini çekebilir, dolayısıyla bu süreç çok daha karmaşık bir hal alabilir.
Sonuç olarak, ABD istihbaratı tarafından hazırlanan bu raporlar, Orta Doğu’daki gerginliğin artabileceğine dair ciddi bir alarm niteliği taşıyor. Hem Joe Biden hem de Donald Trump dönemindeki çeşitli gelişmelerin, İsrail-İran ilişkileri üzerindeki olası yansımaları, küresel güvenlik dinamiklerini etkileyebilir. Dolayısıyla, bu tür bilgiler ve gelişmeler, sadece bölge ülkeleri için değil, aynı zamanda uluslararası toplumu da derinden etkileyebilir.