İstanbul’da beklenmedik bir kar yağışı etkili olmaya başladı. Özellikle kentin yüksek kesimleri, kar yağışından en çok etkilenen bölge oldu. Öğle saatlerinde etkisini artırarak İstanbul’un Avrupa Yakası’nın kuzey ilçelerinden başlayıp merkeze doğru yayılan kar, sürücüleri ve yerel yönetimleri hazırlıksız yakalayarak trafik sorunlarına neden oldu. Günler öncesinden yapılan kar yağışı konusunda uyarılar maalesef dikkate alınmadı.
Kar yağışının etkisinin artmasıyla birlikte, İstanbul’daki trafik durumu ise adeta felç oldu. Akşam saatlerine gelindiğinde, kentteki trafik yoğunluğu yüzde 90’ı aşarak sürücüler için büyük bir zorluk haline geldi. Karla kaplanan yollarda ilerlemekte güçlük çeken bazı sürücüler, araçlarını yol kenarlarına bırakıp toplu ulaşıma yönelmek zorunda kaldı. Fakat, bu durum toplu taşımayı da olumsuz bir şekilde etkiledi.
Özellikle metro ve metrobüs istasyonlarında yoğunluk yaşanırken, Avrupa Yakası’ndaki Mecidiyeköy’de durak girişlerinde uzun kuyruklar oluştu. İnsanlar, kış koşullarında ulaşımda yaşanan sıkıntılara rağmen gitmek istedikleri yerlere ulaşmaya çalışırken, soğuk hava koşulları da ek bir zorluk kattı. Bu durum, hem bireylerin hem de toplu taşıma sisteminin adaptasyon kabiliyetini zorladı.
Kent genelinde yaşanan bu sıkıntılar, kar yağışının başlamasıyla birlikte sürücüler ve yolcular için net bir zorluk oluşturmaya başladı. Yerel yönetimlerin karla mücadele önlemleri ve trafik düzenlemeleri, kar yağışının yoğunlaştığı saatlerde yetersiz kaldı. İstanbullular, bu tip ani hava koşullarında daha etkili bir planlama ve müdahale süreci bekliyorlar. Özellikle bu tür hava olaylarının önceden tahmin edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, İstanbul’da vaat edilen kar yağışı, beklentileri aşarak kent yaşamını olumsuz etkiledi. Sürücüler ve yolcular, “kar” ile ilgili daha iyi bir hazırlık sürecinin gerekliliğini anlamış olsalar da, bu tür zorlu hava koşullarına karşı baştan alınacak önlemler ve gerektiğinde uygulamaya konulabilecek planların geliştirilmesi gerektiği ortada. İstanbul, bir metropol olmanın getirdiği tüm karmaşaya rağmen, bu tür doğal olaylarla daha etkili bir biçimde baş edebilme potansiyeline sahip olmalı. Bu durum, kış mevsimi boyunca sürücülerin yaşamış olduğu zorlukların yanı sıra, şehirdeki genel ulaşım altyapısının iyileştirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu.