Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinde önemli ve sürpriz bir gelişme meydana geldi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ön seçimdeki rakibi olarak, CHP’nin 26. Dönem İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek öne çıktı. Ön seçim sürecinin çok adaylı olması gerektiğini vurgulayan Çiçek, adaylığını bizzat duyurarak sürece aktif olarak dahil oldu.
23 Mart’ta gerçekleştirilecek ön seçim için başvuru sürecinin başlamasıyla birlikte Dursun Çiçek, çalışmalara hız verdi. Adaylık için gerekli olan tüm şartları yerine getirdi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gelerek imza toplamaya başladı. Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’na göre, adaylık şartlarını sağlayanların ve CHP TBMM grubunda en az 20 milletvekilinin imzasını alanların aday başvurusu yapabileceği biliniyor. Çiçek, bu şartları sağlamak üzere Meclis’te bulundu.
Dursun Çiçek, “20 imzayı bulacağım” sözleriyle iktidarını vurgu yaparak, tek adaylı bir ön seçimin demokratik ve etik olmayacağını ifade etti. “Dolayısıyla tek adayla ön seçimi zorlamak hem partimizi hem de ön seçimi zora sokar. O açıdan ön seçimde tecrübeliyim; daha önce de 2015 yılında İstanbul’daki seçimde 2’nci bölgeden 2’nci çıkmıştım” dedi. Çiçek, bu dönemde de Ekrem İmamoğlu ile birlikte başka adayların yarışacağını belirterek, “Hep birlikte 1,5 milyondan fazla CHP üyesinin karşısına çıkacağız ve adayımızı belirleyeceğiz” şeklinde konuştu.
Meclis’in kapalı olmasının imza toplama sürecini uzattığını söyleyen Çiçek, “Akşama kadar toplamayı bekliyoruz, yoksa yarın da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaylık yarışında ailevi duygularının da etkili olduğunu belirten Dursun Çiçek, kızı İrem Çiçek’in Ekrem İmamoğlu’nu desteklediğini ifade etti. “Birinci çıkarsa ben de oyumu Ekrem İmamoğlu’na vereceğim,” diyen Çiçek, kızıyla aynı görüşe sahip olmanın aile gizliliğini ve demokratik anlayışını vurguladığını belirtti. “Fikirlerine saygı duyarım. Bizim aile, demokratik bir aile” dedi.
Bu gelişmeler, CHP içindeki aday belirleme sürecinin ne denli rekabetçi geçeceğinin bir göstergesi. Dursun Çiçek’in katılımıyla birlikte, ön seçimlerde farklı seslerin ortaya çıkması ve bu durumun CHP ile seçmenlerinin ne kadar zengin bir demokrasi anlayışına sahip olduğunu yeniden gündeme getireceği söylenebilir. Ön seçim için belirlenen bu tarih, partinin sadece iç dinamiklerini değil, Türk siyasetindeki genel durumu da etkileyecek önemli bir adım olarak kabul ediliyor.