Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, döviz kredilerine yönelik önemli bir sıkılaşma adımı attı. Merkez Bankası’nın resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, yabancı para kredilerinde yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurarak sıkı parasal duruşu desteklemek amacıyla zorunlu karşılık uygulamasında değişikliklere gidildiği belirtildi.
Yabancı para kredileri için belirlenen büyüme sınırı, aylık yüzde 1 iken, yeni düzenlemeyle bu oran yüzde 0,5’e çekildi. Bunun yanı sıra, daha önce istisna kapsamına alınan yabancı para kredilerin miktarlarının da daraltıldığı vurgulandı. Bu durum özellikle piyasalarda döviz kredilerine yönelik kısıtlamalar getirdiği için dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendirildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, en son ocak ayının başında yaptığı bir değişiklikle yabancı para kredileri için büyüme sınırını yüzde 1 olarak belirlemişti. Ancak bu değişiklikten sonraki iki aylık süreçte, yabancı para kredi büyümesi, istisna tutulan kredilerin etkisiyle büyüme sınırının üzerinde gerçekleşmişti. Bu durum, Merkez Bankası’nın mevcut önlemlerinin yetersiz kalabileceğini gösteriyor.
Yeni alınan karar, yerel ve uluslararası piyasalarda geniş yankı buldu. Ekonomistler, bu tür sıkılaştırma adımlarının genel ekonomik durumu nasıl etkileyeceği konusunda farklı görüşler sergiliyor. Bir kısım ekonomistler, büyüme sınırının düşürülmesinin döviz ile borçlanma oranını azaltarak TL’nin değer kazanmasına yardımcı olabileceğini öngörürken, diğer bir grup ise bu tür sıkı politikaların ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Ayrıca, yabancı para cinsinden işlem yapan şirketlerin finansman koşullarının zorlaşması bekleniyor. Bu durumda, şirketlerin döviz kredilerini daha az kullanması ve TL cinsinden borçlanmaya yönelmesi, döviz kurlarında dalgalanmalara neden olabileceği düşünülüyor. Böylelikle, döviz kurlarında yeni bir yukarı yönlü baskı oluşabileceği veya hatta TL’nin değerini kaybetmesi riski söz konusu olabilecektir.
Merkez Bankası’nın aldığı bu önlemler, piyasalarda dalgalanmaların artmasına ve yatırımcıların belirsizlik içinde kalmasına yol açabilir. Kredi büyümesinin yavaşlaması, bankaların kredi verme politikalarını gözden geçirmesine neden olabilir. Bankaların, döviz cinsinden verilen kredilere ilişkin yeni kriterler geliştirebileceği ve risk yönetimi süreçlerini revize etmeleri önem kazanacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz kredilerinde sıkılaşma adımının, piyasalarda nasıl bir etki oluşturacağı ve mali istikrarı ne denli etkileyebileceği merakla bekleniyor. Ekonomik büyümeyi destekleyecek farklı makroekonomik politikaların da devreye girmesi gerekliliği, bu süreçte daha fazla önem kazanacaktır.
