Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) 2025 yılı için faiz açıklama takviminde değişiklik yaparak daha önce planlanmış olan 12 toplantı yerine yalnızca 8 toplantı gerçekleştirmeye karar vermiştir. Bu karar, Türkiye’nin ekonomik durumu ve pazar koşullarına cevap verme amacı taşımaktadır.
2025 Ocak ayında gerçekleştirilen ilk toplantıda, TCMB politika faizini %47,5 seviyesinden 250 baz puan düşürerek %45’e indirdi. Faiz indirimine giden Merkez Bankası, bu adımla piyasalara likidite sağlama ve ekonomik büyümeyi destekleme yönünde bir hamle yapmıştır.
Şubat ayında ise TCMB’nin herhangi bir faiz toplantısı yapılmamıştır. Ekonomik verilere ve enflasyon düzenlemelerine bağlı olarak alınacak kararlar, genellikle geniş bir literatürle desteklenmektedir. Bu durumu göz önünde bulundurarak TCMB, 6 Mart 2025 tarihinde, saat 14:00’te yeni bir faiz kararını açıklamayi planlıyor. Bu toplantı, hem yatırımcılar hem de ekonomi çevreleri tarafından yakından takip edilmektedir.
FAİZ KARARINDA ENFLASYON ETKİSİ
Merkez Bankası’nın faiz yeniden belirleyip indirmesi, doğrudan enflasyonun gidişatına bağlı olarak şekillenmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Şubat ayı enflasyonu verileri, bir düşüş trendi göstermekte; bu durum ekonomistlere göre TCMB’nin işini kolaylaştırmakta ve faiz indirimini desteklemektedir.
FAİZİN YÜZDE 25’E İNDİRİLMESİ BEKLENİYOR
Yapılan beklenti anketine katılan ekonomistler, politika faizinin 250 baz puan indirilerek %42,5 seviyesine düşeceğini tahmin etmektedir. Bu öngörü, piyasalardaki beklentileri oluşturmaktadır ve TCMB’nin alacağı olası kararların tahmin edilebilirliğini artırmaktadır. Ekonomistlerin bu konudaki beklentilerinin 2025 yılının ilerleyen dönemlerinde piyasa dinamiklerini etkileyebileceği düşünülmektedir.
YIL SONU FAİZ BEKLENTİSİ: YÜZDE 30
Ekonomistlerin yıl sonuna yönelik politika faizi beklentilerinin medyanı ise %30 seviyelerinde olmuştur. Bu rakam, piyasalarda daha geniş bir politika değişikliği ve ekonomik gelişmelerin yansımaları açısından önemli bir gösterge niteliği taşımaktadır. Yıl sonu için belirlenen bu tahminler, ekonomik büyüme beklentilerini, enflasyon hedeflerini ve TCMB’nin gelecekteki hareketlerini şekillendirecektir.