Avrupa Merkez Bankası (ECB), piyasa beklentileri doğrultusunda üç temel politika faizini 25 baz puan düşürme kararı aldığını açıkladı. Bu karar, genel ekonomik baskılarla başa çıkma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Faiz indirimine olan bu ihtiyaç, merkez bankalarının mali politikalarındaki dalgalanmalara ve piyasa dinamiklerine doğrudan bir yanıt olarak ortaya çıktı.
Avrupa Merkez Bankası, ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı gümrük vergisi tehditlerinin yanı sıra, özellikle askeri harcamaların ani ve radikal bir biçimde artması gibi durumların oluşturduğu belirsizliklerle karşı karşıya kaldı. Bu süreç, Avrupa’nın ekonomik istikrarını tehdit eden ikiz şokları artırarak, bölgedeki ekonomik durumu daha da zora soktu.
TEMEL FAİZ ORANI YÜZDE 2.5 OLDU
Bu çerçevede, ECB temel faiz oranını yüzde 2,75’ten yüzde 2,5’e düşürme kararı aldı. Bu indirim, Avrupa’da büyümeyi destekleme amacı güdüyor ve aynı zamanda finansman maliyetlerini daha da düşürmeyi hedefliyor. Ekonomistler, bu tür indirimlerin, piyasalardaki genel likiditeyi artırarak yatırımları teşvik edebileceğini öngörüyor.
Ayrıca, bu kararın etkileri dikkatlice inceleniyor. ECB’nin ilk faiz indirimleri, genel olarak mali piyasalarda hareketliliği artırdı, ancak bu durum, bir yandan da faiz farklarının genişlemesine yol açtı. ECB’nin bu hamlesiyle, ABD Merkez Bankası (Fed) ile olan gösterge borçlanma maliyetleri arasındaki fark daha da belirginleşti ve Avrupa’nın borçlanma koşullarının daha rekabetçi hale gelmesi sağlandı.
Son olarak, ECB, son yedi toplantısında altıncı kez faiz indirimi gerçekleştirdi. Bu durum, Avrupa ekonomisinin genel durumu ve büyüme beklentileri üzerine önemli ipuçları sunuyor. Uzmanlar, Avrupa’daki ekonomik belirsizliklerin devam etmesi halinde, ECB’nin faiz indirimlerine devam edebileceğini ve böylece Avrupa’nın ekonomik toparlanma sürecinin desteklenebileceğini belirtiyor.