Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Kadıköy Belediye Meclisi toplantısı sırasında meydana gelen olaylar üzerine, Meclis 1. Başkanvekili Ahmet Kurtuluş hakkında resen soruşturma başlattı. Soruşturmanın nedeni, Kurtuluş’un AK Parti’li Meclis Üyesi Elif Lale Bilgili’ye yönelik kullandığı ifadelerdi.
Olayın ardından Kurtuluş, ”görevi kötüye kullanma”, ”ifade özgürlüğünün engellenmesi” ve ”kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi” suçlamalarıyla gözaltına alındı. Bu gelişme, Kadıköy Belediye Meclisi’nde yaşanan gerilimin ardından yaşandı.
Kadıköy Belediye Meclisi’nin mart ayı toplantısının üçüncü oturumu, Meclis 1. Başkanvekili Ahmet Kurtuluş’un başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda CHP’li Meclis üyelerinin gündem dışı konuşmalarının ardından AK Parti Grup Başkanvekili Elif Lale Bilgili, konuşmasına devam etmeye çalıştı. Bu sırada, Kurtuluş, konuşmacıların her birinin konuşma süresinin beş dakika olduğunu hatırlatarak müdahalede bulundu.
Daha sonra Bilgili’ye süresinin dolduğunu söyleyen Kurtuluş, gerekirse mikrofonunu kapatarak durumu kontrol altına aldı. Bilgili’nin bu müdahaleye tepki göstermesi üzerine Kurtuluş, teknik ekipten canlı yayın kesilmesini talep etti. Gerginlik bu noktada arttı ve Kurtuluş, “Bu şekil yok yahu. Bu, olmaz böyle. Şunu çıkaralım, atalım dışarı Allah aşkına. En son bu noktaya geldik.” şeklinde ifadelerde bulundu.
Bu sözler üzerine Bilgili, salondan ayrıldı. Olay sosyal medyaya da yansıdı ve tepki topladı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda Kurtuluş’un, Bilgili’ye karşı kullandığı ifadeler nedeniyle parti içi disiplin süreci başlattıklarını bildirdi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Kurtuluş hakkında başlattığı soruşturma çerçevesinde gözaltı kararı verdi. Bu kanuni süreç, Türkiye’deki yerel siyaset ortamının ne denli gerilimli bir hale büründüğünün de bir göstergesi oldu. Kadıköy’deki bu olaylar, meclis toplantılarında yaşanan tartışmaların ne denli hassas ve kritik meseleler taşıdığını gözler önüne serdi.
Söz konusu olay, hem yerel hem de ulusal çapta geniş yankı uyandırdı. Ceza hukuku açısından ciddi noktalara parmak basan bu mesele, yerel yönetimlerin işleyişindeki sıkıntıları da gözler önüne serdi. Gerilimin artması ve tartışmaların büyümesi, politika sahasında alınacak önlemleri gündeme getirdi.
Tüm bu gelişmeler, Kadıköy Belediyesi’nde yaşanan siyasi atmosferin ve Kürtuluş’un nasıl bir tutum sergilediğinin sorgulanmasına neden oldu. Diğer yandan, ifade özgürlüğü ve demokratik süreçler açısından da bu tarz müdahalelerin sonuçları tartışma konusu olmaya devam edecektir.