Kuzey Kore’den dikkat çeken bir çağrı gündeme geldi. Bu çağrıda, Japonya’nın Kore Yarımadası’ndaki sömürge yönetimi döneminde zorla çalıştırılan Koreli işçiler ve ailelerinin oluşturduğu Kuzey Kore Derneği tarafından, 1945 yılında gerçekleşen “Tokyo Bombardımanı” ile ilgili önemli açıklamalar yapıldı.
Yapılan açıklamada, 10 Mart 1945 tarihinde ABD’nin Tokyo’yu hedef alan napalm bombalarıyla yüklü olan 275 B-29 uçağının saldırısına dair bilgilere yer verildi. Bu saldırı sırasında, Japonya’nın Koreli işçilere karşı uyguladığı “insanlık dışı kötü muamele ve aşağılamanın” altı çizildi. Açıklamaya göre, Japon yönetimi, Koreli işçileri gruplar halinde gözaltında tutarak pek çoğunun bu saldırılarda hayatını kaybetmesine neden oldu.
Ayrıca yüzde 10’u Koreli olan ve yaklaşık 100 bin kişinin hayatını kaybettiği bu hava saldırısında, yaşamını yitiren Korelilerin kimliklerinin araştırılmadan çeşitli yerlere gömüldüğü belirtildi. Açıklamada, ölenlerin cesetlerinin daha sonra çıkarılarak korkunç etik dışı suçlarda kullanıldığı iddiaları da yer aldı. Bu durum, olayın ne denli trajik ve acı verici olduğunu gösteriyor.
Kuzey Kore Derneği tarafından yapılan bu özel açıklamada, Japonya’ya yönelik tazminat ödenmesi yönünde kuvvetli bir çağrı yapıldı. Saldırı sırasında hayatını kaybeden Korelilerin yakınlarının, Japon hükümetinden özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiği ifade edildi. Kurbanların kalıntılarına ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmesi ve bu sürecin sonuçlarının kamuoyuna ilan edilmesi talep edildi.
Yapılan açıklamanın bir bölümünde, “Koreli mağdurlar, ölümden sonra bile sevdiklerinin, anne, baba, eş ve çocuklarının beklediği vatanlarına geri dönememiştir. Bu acıklı kader, Japon emperyalistlerin Kore’yi işgal ederek kurdukları kolonyal yönetimlerin sonucudur ve Korelilerin zorla kaçırılmasının doğrudan bir ürünüdür,” denilerek olayın tarihi boyutu ve etkileri vurgulandı.
Bu gelişmeler, Kuzey Kore ile Japonya arasındaki tarihi gerilimleri yeniden gündeme taşırken, aynı zamanda hayatta kalan mağdurların ve onların ailelerinin yaşadığı travmanın da unutulmaması gerektiğinin altını çizmektedir. Savaşın acımasız yüzü ve tarihi olayların insan hayatına olan etkileri, bu tür açıklamalarla daha net bir şekilde gün yüzüne çıkmakta ve toplumsal hafızada yer edinmektedir.
Sonuç olarak, Kuzey Kore’nin bu çağrısı, tarihsel yanlışların telafi edilmesi ve mağdurların unutulmaması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Tazminat ödenmesi, özür dilenmesi gibi talepler, günümüzde hala geçerliliğini koruyan bir insani hassasiyetin göstergesi olarak öne çıkıyor.