Portekiz’de, henüz birinci yılını tamamlamadan sağ görüşlü azınlık hükümetinin düşmesinin arkasında, Başbakan Montenegro’nun kurduğu bir aile şirketi olan “Spinumviva” ile ilgili ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları yatıyor. Bu şirket, Montenegro’nun siyasette aktif hale geldikten sonra eşine ve iki çocuğuna devrettiği hisselerle gündeme geldi. Başbakan, bu durumun hükümeti zor duruma sokacağını düşünerek çeşitli adımlar atmaya çalıştı, ancak sonuç olarak güvendiği bu sistemin getirdiği sorunlarla yüzleşmek zorunda kaldı.
Montenegro, hükümetinin karşı karşıya kaldığı siyasi krizi aşabilmek için öncelikle güvenoyu talep etme yolunu seçti. Bu süreçte, ilk gensoru önergesi 21 Şubat’ta aşırı sağcı Chega tarafından sunuldu ve ikinci gensoru önergesi ise 4 Mart’ta Portekiz Komünist Partisi (PCP) tarafından gündeme getirildi. Her iki önerge de Meclis’te yapılan oylamalar sonucunda reddedildi, ancak bu durum hükümetin zorlaştığı gerçeğini değiştirmedi.
GÜVENOYU ALAMADI
Bugün Meclis’te gerçekleştirilen oylama hayati öneme sahipti. Toplamda 230 milletvekilinin bulunduğu bu oturumda, hükümetin güvenoyu alabilmesi için gereken destek sağlanamadı. Oylama sonuçlandığında, 142 “hayır” ve 88 “evet” oyu ile hükümet güvenoyu alamayarak düştü. Bu durum, hükümetin karşılaştığı sorunların artık katlanılabilir bir boyutun ötesine geçtiğinin bir göstergesi olarak kaydedildi.
Hükümetin bu şekilde düşmesi, Portekiz tarihinde dikkat çekici bir anı daha ortaya koydu. 1974 yılında, ülkenin diktatörlük döneminin sona ermesiyle birlikte demokrasiye geçişin sağlanmasından bu yana bir hükümetin güvenoyunda düşmesi durumu, yalnızca bir kez daha gerçekleşti. Bu olay, 48 yıl önce, 1977’de yaşanmıştı. Dolayısıyla, mevcut durum, ülke politikası için kayda değer bir dönüm noktası olarak değerlendirilmekte.
Montenegro’nun azınlık hükümetinin çöküşü, Portekiz’in siyasi istikrarı üzerinde de iz bırakmış durumda. Önümüzdeki günler, ülkenin yeni bir hükümet kurma çabalarını ve olası seçim tarihlerini belirlemek için kritik bir dönem olacak. Dolayısıyla, Portekiz halkı ve siyasi analistler, kurulacak yeni yönetimin ülkenin geleceği üzerindeki etkilerini gözlemleyecekler.
Sonuç olarak, beklendiği üzere güçlüklerle dolu bir siyasi süreçle karşı karşıya kalan Portekiz’de, halkın ve temsilcilerin nasıl bir yol haritası çizeceği merakla bekleniyor. Bu olaylar, sadece Portekiz içinde değil, uluslararası arenada da dikkate alınan bir meseleyi oluşturuyor.
