Türkiye’nin Sağlıklı Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde, yerli üretimi ve milli teknolojileri destekleyen ‘üreten sağlık’ modelinin güçlenmesine yönelik önemli bir adım atıldı. Bu bağlamda, ülkemizde geliştirilmiş yerli bir kalp-akciğer makinesinin tanıtım programı gerçekleştirildi.
“MOTİVE BİR EKİPLE ÇALIŞIYORUZ”
Programda konuşan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, Türkiye Sağlık Enstitüsü’nün Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer aldığını belirtti. Kervan, şu bilgileri paylaştı:
“TÜSEB, toplamda 9 enstitüden oluşmakta; bu enstitüler arasında Kanser, Aşı, Sağlık Politikaları ve Yapay Zeka Enstitüsü gibi merkezler bulunmaktadır. Her enstitünün başkanları, kendi alanlarında uzman profesyonellerden oluşmaktadır. TÜSEB bütçemizi Cumhurbaşkanlığı’ndan alıyoruz ve bu yıl bütçemiz geçen yılki toplantılar ile iki katına çıkarıldı. Bu artışın %70’ini proje desteklerine ayırdık. Hedefimiz sağlık alanında mükemmel inovasyonlar oluşturmaktır. TÜSEB, sadece mevcut teknolojileri değil, geleceğin teknolojilerini geliştirmek üzere kurulan bir enstitü topluluğudur. Şu an itibarıyla motive bir ekip olarak çalışmaya devam ediyoruz.”
“ASELSAN İLE YAPTIĞIMIZ MAKİNENİN SONUÇLARI DAHA İYİ ÇIKTI”
Kalp-akciğer makinesinin kendileri için büyük önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Kervan, şu açıklamaları yaptı:
“TÜSEB olarak amacımız, üniversiteler ve özel sektörle birlikte, Türkiye’de büyük başarılar elde etme ve hikayeler yazma potansiyelidir. ASELSAN ile iş birliği yaparak, 2020 yılında kalp-akciğer makinesinin geliştirilmesi için ilk adımı attık. ASELSAN mühendisleri ameliyathanelerimizi ziyaret ederek, gerekli fizibilite çalışmalarını gerçekleştirdi. Sonrasında, ürün geliştirme sürecine geçtik. Kalp-akciğer makinesinin laboratuvar çalışmaları Bilkent Şehir Hastanesi’nde yapıldı ve burada başarılı sonuçlar elde edildi. Yapılan karşılaştırmalarda, ASELSAN ile üretilen makinenin sonuçları diğer cihazlardan daha üstün bulundu. Bu süreçte ASELSAN, 3 ödül kazanarak başarısını taçlandırdı.”
“2026 YILINDA KULLANIMDA OLACAK”
Prof. Dr. Kervan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun göreve başlamasıyla sistemin hızlandığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Hayvan çalışmaları, TÜSEB’in İstanbul’daki İDEA laboratuvarlarında yürütüldü ve sonuçlar son derece başarılı oldu. Kalp-akciğer makinemiz, açık kalp ameliyatları için kritik öneme sahip. Ülkemizde yılda yaklaşık 80 bin açık kalp ameliyatı gerçekleştiriliyor. Ümit ediyoruz ki 2026 yılında, ASELSAN ile geliştirmiş olduğumuz makine Türkiye’deki hastanelerimizde kullanılmaya başlanacak. Ayrıca, geliştirdiğimiz teknoloji ile uluslararası pazarda rekabet gücü yüksek bir ürün ortaya çıkardık. Gelecekte yeni jenerasyonları, yapay zeka sistemleri ile entegre ederek üretmeyi hedefliyoruz.”
“TESTLER TÜSEB LABORATUVARLARINDA YAPILIYOR”
Prof. Dr. Kervan, dünyada kalp-akciğer makinesi üreticisinin sayısının az olduğunu belirtti ve ASELSAN ile yapılan iş birliğinin kendilerine büyük bir heyecan verdiğini ifade etti:
“Türkiye’deki küçük hayvan laboratuvarlarında araştırma yapılabilirken, büyük sistemlerin testleri için yurt dışına gitmek zorundaydık. Ancak, Bakanımızın desteğiyle İstanbul’da yeni bir büyük hayvan laboratuvarı açtık. Burada domuz, koyun gibi hayvanlarla tıbbi cihaz testleri yapıyoruz. Laboratuvarımız, 3 ameliyathanesi ve anjiyografi laboratuvarıyla tam donanımlı hale getirilmekte. Amacımız, Türkiye’de yerel üretim yapan bilim insanları ve sektörde çalışan tüm kişilere bu testleri yapabilmeleri için alan sağlamaktır. Böylece, büyük harcamalar yapmadan uluslararası standartlarda testlerimizi ülkemizde yapabiliyoruz.”
“CİHAZ HEMEN ÇALIŞTIRILABİLİYOR”
Prof. Dr. Kervan, Türkiye’deki kalp merkezlerinin sayısının oldukça fazla olduğunu ve sunulan sağlık hizmetlerinin üst düzey olduğunu belirtti. Şöyle devam etti:
“Almanya’da yaklaşık 150 kalp merkezi bulunurken, Türkiye’de bu sayı 300’e yaklaşıyor. Eğer kalp-akciğer makinesi ülkemize kazandırılabilirse, bunun yurt içi ve yurt dışında önemli bir gelir kaynağı olacağına inanıyorum. Açık kalp ameliyatlarında her adım için yedek planlarımız bulunmaktadır. Elektrik kesintisi gibi senaryoları düşünerek, cihazın manuel olarak çalıştırılmasını sağlıyoruz. Amacımız her durumda hastaların sağlıklı bir şekilde ameliyathaneden çıkmasını sağlamaktır. Bu nedenle, her aşama titizlikle ele alınmaktadır.”
“TAMAMEN YERLİ VE MİLLİ”
Prof. Dr. Kervan, sistemdeki dijitalleşmeye de vurgu yaparak, hedeflerinin insan kaynaklı hatayı azaltmak olduğunu belirtti:
“Yüzde 1 hatayı minimum seviyeye indirmek, bizim için bir başarıdır. Bu nedenle, günümüz teknolojilerini kullanmak zorundayız. Dijitalleşme, hatayı azaltmak üzere planlanmış bir sistemdir; bu cihazlar insanların yerini almak için değil, daha konforlu ameliyatlar yapabilmek ve hastaların sağlıklı çıkma şansını artırmak için tasarlanmıştır. Cihaz tamamen yerli ve milli olarak Türk bilim insanları tarafından geliştirilmiştir. Bu süreçte yurt dışından herhangi bir destek alınmamıştır. TÜSEB ve USHAŞ olarak, yurtdışındaki her etkinlikte bu kalp-akciğer makinesinin tanıtımını yapıyoruz.”
