ABD Başkanı Donald Trump, yeni dönemine hızlı bir şekilde adım attı. İkinci başkanlık döneminin ilk resmi yurt dışı seyahati için Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni kapsayan önemli bir diplomatik tur başlattı.
Bir önceki dönemde de 2017 yılında Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretle dikkat çeken Trump’ın, geleneksel olarak Amerikan başkanlarının ilk yurt dışı destinasyonları olan Kanada, Meksika ya da Avrupa ülkeleri yerine Orta Doğu’yu tercih etmesi dikkat çekici bir durum olarak kaydedildi.
Ziyaretin tarihleri 13-16 Mayıs olarak belirlenirken, büyük ekonomik anlaşmaların odak noktası olması bekleniyor. March ayında bu planı duyuran Trump, Körfez ülkeleri ile yapılacak milyarlarca dolarlık yatırımların ve ticari iş birliklerinin Amerikan ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurgulamıştı.
Beyaz Saray kaynaklarına göre, Suudi Arabistan’dan 1 trilyon dolarlık bir yatırım hedeflenirken, Birleşik Arap Emirlikleri’nin önümüzdeki on yıl içinde ABD’ye 1,4 trilyon dolar yatırım yapması öngörülüyor. Uzmanlar, Körfez ülkelerinin mali rezervleri ve stratejik yatırım fonları ile küresel enerji pazarındaki gücünün ABD için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Trump, iç ekonomik zorlukları dengelemek amacıyla, bu Körfez yatırımlarını siyasi bir başarı hikayesi olarak sunmak arzusunda. Ayrıca, Körfez ülkelerinin diplomatik etkileri de giderek artıyor. Suudi Arabistan, hem ABD hem de Rusya ile Ukrayna savaşı çerçevesinde önemli arabuluculuk girişimlerine imza attı.
Şubat ayında Riyad’da gerçekleşen ABD-Rusya görüşmesi, savaşın başlangıcından bu yana yapılan ilk yüz yüze görüşme olarak kayıtlara geçti. Suudi Arabistan ve BAE, savaş esirlerinin değişimi gibi hassas konularda da önemli roller üstlendi.
Analistler, ABD’nin başlıca rakiplerinden biri olan Çin’in de Körfez ülkelerinin jeopolitik gücünü fark ettiğini ifade ediyor. Bu durum, Washington’un bölgedeki müttefikleriyle olan bağlarını güçlendirmesini stratejik bir öncelik haline getirmesine yol açıyor.