Tayvan’da, iç siyasette gerginlik yaşanmaktadır ve bu durum ABD ve Çin arasında da gerilime neden olmaktadır. Geçtiğimiz dönemde ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ziyaretiyle gündeme gelen Tayvan, yeni lideri Lai Ching-te’nin göreve gelmesiyle reform tartışmalarına sürüklenmiştir. Lai Ching-te’nin çoğunluğu mecliste elde edememesi, gerilimi daha da artırmıştır.
Parlamento döneminde gerilim artarken, milletvekilleri arasında tartışmalar büyümeye başlamıştır. Meclis içerisinde oylama yapılırken gerilim daha da tırmanmış, bazı milletvekilleri birbirlerine bağırarak kavga etmeye başlamıştır. Kontrolün kaybedildiği salonda milletvekilleri arasında yumruklar havada uçuşmuş ve şiddet olayları yaşanmıştır. Kavga sırasında bir milletvekili, oylamaya ilişkin kullanılan oyları alarak meclisten kaçmıştır.
Lai Ching-te’nin hükümette çoğunluğu elde edememesi, muhalefeti hükümeti daha fazla denetleme yetkisi istemeye yönlendirmiştir. Muhalefet, hükümetin daha fazla denetime tabi tutulmasını ve yalan beyanda bulunan yetkililerin cezalandırılmasını talep etmektedir. Bu durum, reform tartışmalarını daha da alevlendirerek gerginliği artırmaktadır.
Tayvan parlamentosunda yaşanan kavga ve gerginlik, ülkenin iç siyasetini belirsiz bir noktaya taşımıştır. Yönetim değişimi öncesi yaşanan bu olaylar, ülkenin karşı karşıya olduğu siyasi sorunları daha da derinleştirmiştir. Olaylar sırasında yaşanan şiddet ve anlaşmazlıklar, halk arasında endişe ve korku yaratmıştır.
Tayvan’daki meclis kavgası, ülkenin demokratik yapılanması ve siyasi istikrarı için ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Hükümet ile muhalefet arasındaki gerilimin artması, ülkenin iç barışını tehdit etmektedir. Bu durum, Tayvan’ın uluslararası arenadaki konumunu da olumsuz yönde etkileyebilir. Mecliste yaşanan olayların sonuçları, ülkenin geleceği açısından önemli bir belirleyici olabilir.
