İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, halk edebiyatı ile tiyatronun yapay zeka ile ilişkisini inceledi. “Folklorist Hamdi” adlı YouTube kanalında yayınlanan “Masaldır Bunun Adı” ve “Oyun Sözlüğü” başlıklı projelere değinen Emeksiz, teknolojinin imkanlarının kültürel mirasla buluşması gerektiğine dikkat çekti.
Emeksiz, “Teknolojiyi tamamen reddetmek, geçmişle bağlarımızı koparmak anlamına gelir. Eğer onunla köprü kurmazsak, geleceğe ulaşmamız mümkün olmaz” sözleriyle yapay zeka ile kadim edebi metinlerin yeniden yorumlanabileceğine vurgu yaptı.
MASAL TEKERLEMELERİNDEN RAP’E: YAPAY ZEKA İLE İLK DENEME
Uzun süredir üzerinde düşündüğü bir projeyi hayata geçirdiğini ifade eden Prof. Dr. Emeksiz, bazı masal tekerlemelerinin yapay zeka aracılığıyla bestelenip seslendirildiğini aktardı. “Masaldır Bunun Adı, Söylemekle Çıkar Tadı” adını taşıyan bu çalışmanın teknik alt yapısında Arş. Gör. Yusuf Makine’nin katkıları büyük oldu.
Bu proje, sadece bir tekerleme olmanın ötesine geçerek, akışı olan bir metne dönüştü. Yapay zeka, hem besteleme hem de seslendirme süreçlerinde yer aldı. Modern ve rap tarzında bir form tercih edilerek gençlerin ilgisinin çekilmesi hedeflendi. Belki eleştiriler gelecektir ancak, bu tür bir çalışmanın bilinmemesinden iyidir.
ALFABETİK OYUN SÖZLÜĞÜ: BİR İLK
Masal çalışmasının ardından gelen ikinci proje ise “Oyun Sözlüğü” oldu. Bu eser, A’dan Z’ye çocuk oyunlarının manilerle anlatıldığı bir sözlük olarak Türk edebiyatında önemli bir başlangıç yapmakta. Bu sözlük de yapay zeka tarafından bestelendi.
“Her bir oyun için kısa manzum tanımlar yazdık ve alfabetik sıraya dizdik. Bu tarz, genç kuşağa eğlenceli bir aktarım sağlamaktadır” diyen Emeksiz, projeyi kültürel sürdürülebilirlik açısından değerli bulduğunu belirtti.
DEDE KORKUT VE DESTAN KÜLTÜRÜ DİJİTALLEŞİYOR
Prof. Dr. Emeksiz, Dede Korkut metinlerinin de yapay zeka destekli çalışmalarla yeniden ele alınabileceğini dile getirirken, bu eserlerin dünya edebiyatında özel bir yeri olduğunu ifade etti:
Bu metinler yalnızca okunmakla kalmamalı; farklı tekniklerle genç nesillere ulaşmalıdır. Dede Korkut’un Paltosu adlı eserim de bu çerçevede yeniden yayımlandı. Başlığı farklı yorumlansa da, Dostoyevski’nin ‘Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık’ sözünden esinlenerek biz de ‘Türkler Dede Korkut’un paltosundan çıktık’ diyoruz.
Kitapta, Bamsı Beyrek Boyu, Alpamıs gibi anlatıların epizodik yapıları ve içerik incelemeleri yer almaktadır.
TİYATRONUN DİJİTAL YANSIMASI
Tiyatronun insan hayatının bir yansıması olduğunu dile getiren Emeksiz, bu yansımanın her zaman doğrudan olmadığını ve sanatın devreye girdiği noktada yorumun başladığını belirtti.
Emeksiz, “Geleneksel Türk Tiyatrosu” adlı kitabında meddah, Karagöz, orta oyunu gibi türlerin yanı sıra Türk dünyası tiyatrosu ve UNESCO ilişkilerine dair bilgiler sundu. Ayrıca, karekod destekli içerikler aracılığıyla okuyuculara görsel deneyim de sağladıklarını aktardı.
WEB 4.0 İLE GELENEKSEL METİNLER YENİDEN HAYAT BULUYOR
İnternetin evrimine dair açıklamalarda bulunan Emeksiz, Web 1.0’ın metne erişim dönemi, Web 2.0’ın kullanıcı katkılı içerik çağı ve Web 3.0 ile veri sahipliğinin önem kazandığını vurguladı. Web 4.0 ile beraber içerik üretimi ve analizinin öne çıktığına dikkat çekti:
Şimdi içerik üretmenin vakti geldi. Geleneği güncelleyerek, özgün eserler yaratmalı, kültürel mirasımızı koruyarak geleceğe taşımamalıyız.