17 ülkeden oluşan bir grup, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerin de bulunduğu 17 ülke Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının kabul edilmesi için İsrail ve Hamas’a çağrıda bulundu. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 36 bin 654 Filistinli hayatını kaybetti. Hastaneler, ibadethaneler ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı yok edildiğinden, binlerce ölünün enkaz altında olduğu belirtiliyor.
17 ülkenin liderleri, ABD, Arjantin, Avusturya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Kolombiya, Danimarka, Fransa, Almanya, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırbistan, İspanya, Tayland ve İngiltere, Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması için ortak bir açıklama yayınladı. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, Gazze’deki rehinelerin durumundan derin endişe duyulduğu ve Başkan Joe Biden’ın 31 Mayıs’ta açıkladığı rehinelerin serbest bırakılmasını içeren ateşkes anlaşmasının desteklendiği ifade edildi. Ateşkesin acilen sağlanması gerektiği vurgulanırken, Hamas’ın İsrail’in ilerlemeye hazır olduğu anlaşmayı kabul etmesi ve rehineleri serbest bırakması çağrısında bulunuldu.
Ortak açıklamada ayrıca, ateşkesin Gazze’nin yeniden inşası, güvenlik garantileri ve iki devletli çözüm fırsatlarına yol açacağı belirtildi. İsrail ve Hamas’a, ateşkesin sağlanması ve barış sürecinin başlatılması için taviz verme çağrısında bulunuldu. Bu kritik dönemde, İsrailli liderler ve Hamas’ın, barış anlaşmasını sonuçlandırmak ve çatışmanın iki tarafındaki insanlara rahatlama sağlamak için gerekli tavizleri vermeleri gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, 17 ülkeden oluşan uluslararası bir grup, Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması ve barışın sağlanması için İsrail ve Hamas’ı taviz vermeye çağırdı. Bu çağrıya destek veren liderler, acil bir şekilde ateşkesin sağlanması gerektiğini ve rehinelerin serbest bırakılmasını desteklediklerini belirttiler. Hamas ve İsrail’in, barış için gerekli adımları atmaları ve çatışmanın durdurulması için anlaşmaya varmaları gerektiği vurgulandı. Bu çağrı, Gazze ve bölgedeki insani krizin sona erdirilmesi ve barışın tesis edilmesi için uluslararası toplumun ortak bir çabası olarak görülmektedir.