Japonya’nın nüfusu, içişleri bakanlığının yayınladığı verilere göre, geçtiğimiz yıl 730 bin canlı doğan bebek sayısı ile tarihin en düşük seviyesine geriledi. 1,58 milyon kişinin ise öldüğü ülkede, toplam nüfus 15 yıldır üst üste azalma göstererek yarım milyondan fazla kişi azaldı ve 124,9 milyona geriledi. Bakanlığın açıkladığı verilere göre, Japonya’daki yabancıların sayısı yüzde 11 artarak, toplam nüfusun yüzde 3’ünü oluşturan 3 milyon kişiyi aştı. Çoğunlukla 15-64 yaş aralığındaki kişilerden oluşan yabancılar, ülkede önemli bir oranı temsil ediyor.
Genç Japonlar, evlenme ve çocuk sahibi olma konusunda isteksizlik gösteriyor. Anketler, genç Japonların özellikle iş olanaklarının yetersizliği, artan hayat pahalılığı ve cinsiyete dayalı şirket kültürünün cesaretlerini kırdığını ortaya koyuyor. Bu durumu göz önünde bulunduran Japonya hükümeti, 34 milyar dolarlık bütçesini genç çiftlerin çocuk sahibi olmasını teşvik etmek amacıyla çocuk bakımı ve eğitimine yönlendirdi. Ancak uzmanlar, bu önlemlerin evlenmeye isteksiz gençleri kapsamadığı ve nüfusun uzun vadede azalacağı endişesini taşıyor.
Uzmanlar, Japonya’nın nüfusunun 2070 yılına kadar yaklaşık yüzde 30 oranında azalarak 87 milyona düşeceğini ve her 10 kişiden dördünün 65 yaş ve üzerinde olacağını tahmin ediyor. Bu durum, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını etkileyerek ciddi sorunlara yol açabilir. Japonya’nın nüfus azalmasının belirli politikalarla durdurulması ve genç nesillerin teşvik edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Japonya’nın nüfusunun azalma eğilimi gösterdiği ve bu durumun ülkenin geleceği üzerinde ciddi etkileri olabileceği belirtiliyor. Ülkede nüfusun yaşlanması ve genç neslin çocuk sahibi olma isteksizliği gibi faktörler, ekonomik ve sosyal yapıyı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, Japonya’nın nüfus politikalarını gözden geçirerek gençleri teşvik etmesi ve nüfus azalmasını durdurması gerektiği vurgulanıyor.