Birleşik Devletler, 2024 yılının Ekim ayında, Gazze’ye insani yardımın artırılması için İsrail hükümetine 30 günlük bir süre tanımıştı. Ancak bu süre dolmak üzere ve uluslararası gözlemcilerin raporlarına rağmen ABD yönetimi, İsrail’in Gazze’deki insani durumu iyileştirdiğini duyurmuş durumda. Bu gelişme, birçok analistin ve uluslararası köklü yardım kuruluşlarının tespitlerinin aksine gerçekleşiyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, mevcut durum itibarıyla İsrail’in ABD yasalarını ihlal ettiğine dair herhangi bir değerlendirmelerinin bulunmadığını ifade etti. Patel, Gazze’deki insani durumun iyileştirilmesini desteklemek ve bu iyileşmenin sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğini vurguladı. Böylece, ABD’nin süreci destekleme konusundaki kararlılığını da sergiliyor.
Patel, yaptığı açıklamada, “İsrail, Ekim ayında Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin tarafından gönderilen mektupta belirtilen tedbirleri ele almak için bir dizi adım attı,” diye belirtti. Bu mektupta, Gazze’ye günlük olarak en az 350 kamyon malzeme girişine izin verilmesi ve daha fazla insani yardım sağlanması yönündeki talepler ortaya konmuştu. Bunun yanı sıra, Gazze’nin kuzeyine yardım kuruluşlarının erişimi, beşinci bir geçiş noktasının açılması ve kış öncesinde sahil kamplarındaki insanların iç bölgelere geçmesine izin verilmesi gibi taleplerde bulunulmuştu.
ABD yönetimi ayrıca, Birleşmiş Milletler’in Filistinli mültecilere yardım eden kuruluşu UNRWA’nın faaliyetlerini engelleyebilecek yasaların kabul edilmemesi konusunda İsrail’i uyarmıştı. Bu gelişmelerin ardından Patel, “İnsani durumun genel olarak iyileştiğini görmek istiyoruz ve bu adımlardan bazıları, bu koşulların iyileşmeye devam etmesini sağlayabilir,” açıklamasında bulundu.
Uluslararası yardım kuruluşları, özellikle Gazze’nin savaşın başlangıcından bu yana en kötü durumda olduğunu ve İsrail’in uygulamalarının ABD yasalarındaki kriterleri karşılamadığını bildirmişlerdi. Ancak ABD’nin, İsrail’e yönelik bu destekleyici ifadeleri, bazı çevrelerde eleştirilere neden oldu. Çünkü ABD’nin İsrail’in insan hakları ihlalleri ve insani durum üzerindeki etkisi, uluslararası kamuoyunda tartışılan önemli bir mesele olmuştur.
Dolayısıyla, ABD’nin İsrail’e karşı ayrıcalık tanımadığını ifade eden Patel, ABD’nin İsrail ile olan ilişkilerinin, insani durumların iyileştirilmesine dayandığını savunmuştur. Ancak bu durum, eleştirilerin dinmesini sağlamış değil. Birçok uzman, ABD’nin bu tutumunu, dünya görüşü ve ulusal güvenlik politikaları açısından sorgulamaya devam ediyor.
Özetle, ABD’nin İsrail’e yönelik insani yardım şartlarını iyileştirme çabaları, Gazze’deki durumu bir nebze olsun iyileştirebilir. Ancak bu konuda uluslararası gözlemler ve yardımların sürekliliği, hem inançların hem de gerçeklerin bir araya getirilmesiyle sağlanabilecektir.
