Amerika Birleşik Devletleri’nde, başkanlık seçimleri için geri sayım sona eriyor. Seçim günü yaklaşırken, Cumhuriyetçi parti adayı Donald Trump ile Demokratik parti adayı Kamala Harris, 5 Kasım tarihinde yapılacak seçimlerde karşı karşıya gelecekler. Bu seçim, 60. başkanlık seçimleri olma özelliğini taşıyor ve önümüzdeki günlerde gerçekleşecek bu mücadelede her iki aday arasında oldukça heyecan verici bir rekabet yaşanması bekleniyor.
Yapılan güncel anketler, Donald Trump ve Kamala Harris arasındaki yarışı oldukça çekişmeli bir hale getiriyor. Anketlerde ortaya çıkan veriler, iki aday arasındaki yarışın bıçak sırtı olduğunu gösteriyor. Seçimlerde, 538 delege arasından en az 270’ini kazanacak olan aday, Amerika’nın yeni başkanı olmaya hak kazanacak. Bu aşamada, her iki adayın da odaklandığı 7 ‘salıncak eyalet’ arasında ortaya çıkacak küçük farklar, seçeneklerin belirlenmesinde kritik öneme sahip olacak.
Bu durum, seçim sonuçlarının yalnızca küçük farklılıklarla belirleneceği anlamına geliyor ve ABD kamuoyunda seçim sonrası senaryoları önemli bir mesele haline getiriyor. Dolayısıyla, seçmenler ve genel kamuoyunun bu konudaki kaygıları giderek artış gösteriyor.
BEYAZ SARAY ÇEVRESİNDE ALINAN ÖNLEMLER
Donald Trump’ın seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğine dair endişeler ve olası sokak olayları sonucunda, Beyaz Saray çevresindeki iş yerlerinin vitrinleri bariyerlerle korunmaya alınıyor. Bu önlemlerin alınmasının nedeni, seçim sonrası dönemde herhangi bir sokak olayının yaşanma ihtimaline karşı hazırlıklı olmaktır. Associated Press (AP) ve NORC Halkla İlişkiler Merkezi tarafından gerçekleştirilen anketlerde, seçmenlerin 5 Kasım sonrası olası şiddet olaylarına ilişkin endişeleri sorgulanıyor.
SOKAK OLAYLARI BEKLENTİSİ VE ANKET SONUÇLARI
Ankete katılanların yaklaşık %40’ı, seçim sonrası herhangi bir şiddet olayının patlak vermesi ve seçim sonuçlarının bir şekilde tersine çevrilmesi konusunda “son derece endişeli” olduklarını belirtiyorlar. Ayrıca, katılımcıların üçte biri, seçim sonrası şiddet olaylarının yaşanmayacağına inanmadıklarını ifade ediyor. Her 3 seçmenden 1’i ise yerel ya da eyalet seçim yetkililerinin seçim sonuçlarının kesinleşmesini engellemeye yönelik eylemlerinden “çok endişeli” olduklarını dile getiriyorlar.
Bu bulgular, Amerika’daki siyasi atmosferin ne kadar gergin olduğunu ortaya koyuyor. Seçim günü ve sonrasında yaşanacak gelişmeler, hem iç politikada hem de uluslararası düzeyde yankı uyandırması beklenen olaylar silsilesine yol açabilir. Bu nedenle, kamuoyunun ve içerideki siyasi figürlerin tepkileri, seçim sonrası süreçte önemli bir rol oynayacaktır.
Bu atmosferin içinde, Amerika’nın 5 Kasım’daki seçimlerinden çıkacak sonuçlar, sadece iki adayın geleceğini değil, aynı zamanda ülkedeki demokrasi ve toplumsal huzur açısından da kritik bir dönüm noktası olacaktır.
Seçil Selen Balık
Editor
