Cumhuriyetçi partinin hâkim olduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin Temsilciler Meclisi, ilkokuldan üniversite seviyesine kadar tüm transseksüellerin yine okullardaki kadın spor müsabakalarında yer almasını yasaklayan bir tasarıyı onayladı. 206 oya karşı 218 oyla kabul edilen bu yasak, ülke genelinde spor ve cinsiyet meselelerini yeniden gündeme getirdi.
Oylama öncesinde yapılan tartışmalarda Cumhuriyetçiler, doğuştan erkek olan ve cinsiyet değiştirmiş transseksüellerin kadın spor müsabakalarına katılmasının kadın sporcular için haksızlık oluşturduğuna dikkat çekti. Demokratlar ise bu tasarıyı “ayırt edici” ve “öğrencilere zarar verici” bir eylem olarak nitelendirdi. Politikalardaki bu bölünme, toplumda farklı görüşlerin ve değerlerin çatıştığını göstermekte.
Yapılan oylama sonucunda, tasarıya destek verenler arasında Texas’ın Demokrat Temsilciler Meclisi üyeleri Henry Cuellar ve Vicente Gonzalez da yer aldı. Bu durum, tasarının partiler üstü bir destek bulabileceğini gösteriyor olsa da, genel olarak Demokratlar karşıt bir duruş sergiliyorlar. Oylamadan çıkan sonucun ardından, bu yasanın uygulamaya geçip geçmeyeceği merak konusu oldu.
Eğer bu tasarı, Kongre’nin Senato kanadından da geçerek yasalaşırsa, transseksüel kızlar veya kadınların spor müsabakalarına katılmalarına izin veren okullar, federal eğitim fonlarını kaybedecek. Bu durum, birçok okulun bütçesini olumsuz etkileyebilir ve toplumsal açıdan daha geniş tartışmalara yol açabilir.
Ülkedeki trans bireylerin spor alanındaki haklarıyla ilgili tartışmalar, özellikle doğuştan erkek olan kişilerin cinsiyet değiştirerek kadın spor müsabakalarına katılması konusundaki çekişmelerle artmış durumda. Cumhuriyetçi partinin bu konuyu seçimlerde gündeme getirmesi, seçmenler üzerinde etki yaratmayı hedefliyor. Geçen yılki seçim kampanyalarında bu konu üzerinden en az 111 milyon dolar reklam harcamış olmaları, bunun ne denli önemli bir tema olduğunu gösteriyor.
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, seçim kampanyaları sırasında bu konuda Kongre’nin yasama çalışmalarını yeterli görmemesi durumunda, Başkanlık yetkisini kullanarak gerekli yasaklamaları uygulayacağını belirtmişti. Bu açıklamalar, yasaların ve cinsiyet kimliği konusundaki düzenlemelerin siyasi liderler tarafından nasıl şekillendirildiğini gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bu tasarı, spor alanında cinsiyetle ilgili döngüsel bir tartışmanın sadece bir parçasıdır. Hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar, bu konuda birbirinden çok farklı bakış açıları sunmakta. Spor alanında herkesin eşit şartlarda yarışmasını savunanlar ile belirli cinsiyet kimliklerine göre ayrımcılık yapılmasına karşı çıkanlar arasında kıyasıya bir mücadele devam ediyor.