ABD Temsilciler Meclisi Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya Alt Komitesi Başkanı Joe Wilson ile Suriye Dostluk Grubu Başkanı Brendan Boyle, Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı’na Suriye konusunda bir ortak mektup gönderdi. Bu mektup, Suriye’deki mevcut durumu değiştirmek ve Esed rejiminin halefiyetine yönelik yeni bir strateji geliştirmek amacıyla kaleme alındı.
Joe Wilson, mektubu sosyal medya platformu üzerinden “Özgür Suriye” etiketi ile paylaştı. Bu durum, Suriye meselesinin ABD politikaları üzerindeki önemi ve Kongre üyelerinin konunun üstüne düşme isteğinin bir göstergesi olarak dikkat çekti. Wilson ile Boyle, belirttikleri mektupta, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Hazine Bakanı Janet Yellen’a hitap ederek, Esed rejiminin devrilmesinin ardından ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımları yeniden değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdiler.
Wilson ve Boyle, mektupta yaptırımların Suriye’nin geçiş sürecine ve halkına destek olacak şekilde askıya alınması gerektiğini vurguladılar. Ayrıca, Esed rejimi ve rejim unsurlarına uygulanan ekonomik yaptırımların, terörizme destek veren unsurları ortadan kaldırmak amacıyla yürütüldüğünü ancak artık bu yaptırımların gözden geçirilmesi gerektiğini belirttiler. Bu bağlamda, Suriye’deki geçiş sürecinin desteklenmesi ve Suriye halkının yararına olacak bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ifade ettiler.
Mektubun içeriğinde dikkat çekici olan bir diğer detay ise, Wilson ile Boyle’un “Esad rejiminin yıkılması, Suriye’ye yönelik yaptırımların sorumlu bir şekilde gevşetilmesi için önemli bir fırsat sunuyor” ifadesidir. Bu açıklama, Esed rejimi tarafından işlenen suçlara karışan yetkililere karşı yaptırımların devam ettirilmesi gerektiğini kabul ederken, aynı zamanda ülkenin yeniden inşası sürecinde sektörel ve kalıcı yaptırımların askıya alınması gerektiği yönünde bir öneri niteliği taşıyor.
Bu mektup, Suriye’deki durumu iyileştirmeye yönelik atılan önemli bir adım olarak değerlendirilirken, uluslararası ilişkilerdeki gelişmeler ve ABD’nin Suriye’ye dair politikalarının geleceği konusunda da önemli bir tartışma başlatması bekleniyor. Wilson ve Boyle’un çağrıları, Suriye toplumunun toparlanması ve ülkedeki siyasi istikrarın sağlanması adına atılan bir adım olarak yorumlanabilir.
Sonuç olarak, ABD Kongresi’nden gelen bu öneri, Suriye’deki insani durumun ve siyasi gelişmelerin yakından izlenmesi gerekliliğini bir kez daha gündeme getiriyor. Esed rejimi ile ilişkiler konusunda daha yapıcı bir yaklaşım benimsenip benimsenmeyeceği ise uluslararası camianın dikkatle izleyeceği bir süreç olacaktır.
