Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Polonya’nın liderliğinde, 30 Ocak 2025 tarihinde Varşova’da gayriresmi adalet ve içişleri bakanları toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantıda göç sorunu ve iltica kurallarının sıkılaştırılması konuları üzerinde duruldu. Toplantı sonrası, AB Komisyonunun iç ilişkiler ve göçten sorumlu üyesi Magnus Brunner önemli açıklamalarda bulundu.
Brunner, mart ayında iltica kurallarını sıkılaştırmak amacıyla yeni bir “güvenlik stratejisi” sunmayı planladıklarını belirtti. Avrupa’nın farklı ülkelerinin çeşitli zorluklarla karşılaştığına dikkat çeken Brunner, ancak bu durumun bir “ortak tehdit” oluşturduğunu ifade etti. Brunner, “Güvenlik, kolektif bir sorumluluktur.” diyerek üye ülkeleri iş birliği yapmaya davet etti.
Toplantıda geri dönüşlerin hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Brunner, önümüzdeki aylarda yeni bir mevzuatın duyurulacağını açıkladı. Brunner, bu mevzuatın iddialı olması gerektiğini, geri dönenler için net yükümlülükler içermesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, “güvenlik tehdidi” oluşturan kişilerin geri dönüş süreçlerine dair “daha katı rotaların” çizilmesi gerektiğini ve AB genelini kapsayan koordineli bir çerçeve oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Brunner, bir kişiye üye bir ülkeyi terk etme emri verildiğinde, o kişinin tüm AB’yi terk etmesinin gerektiğini açık bir dille ifade edilmesi gerektiğini söyledi. Bu durum, üye ülkeler arasındaki iş birliğinin ve koordinasyonun arttırılmasının önemine işaret ediyor.
Polonya İçişleri Bakanı Tomasz Siemoniak ise Almanya’nın bu konuyla ilgili yeni bir teklif sunduğunu belirtti, ancak detaylar hakkında herhangi bir bilgi vermekten kaçındı. Bu durum, Avrupa’da göç politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda daha fazla soru işareti ortaya koymakta.
Son dönemde göç meselesi, AB’nin önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. AB’nin mevcut Dublin Tüzüğü, sığınma taleplerinin işleme konma sorumluluğunu, sığınmacının geldiği ilk AB ülkesine yüklemektedir. Ancak bu durum, Almanya ve İtalya gibi bazı ülkeler tarafından kendilerine fazla yük olarak değerlendirilmektedir.
AB, göç ve iltica yasalarını revize etme amaçlı Dublin Tüzüğü’nün yerini alacak Göç ve İltica Anlaşması’nı 2024 yılında kabul etti. Bu yeni düzenlemenin 2026’dan itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yeni kurallar, göç yükünü ilk varış ülkelerinden alarak tüm üye ülkeler arasında paylaştırmayı hedefliyor.
2024 yılı sonuna doğru, İtalya’nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni’nin, Arnavutluk ile sığınma başvurusu yapanların AB dışına gönderileceği merkezler kurulmasına dair yaptığı anlaşmalar, bu tür çözümlere yönelimi artırdı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bu tür çözümlere destek verdiğini açıkça ifade etti ve geri göndermelerin hızlandırılması için 2025 yılında yeni bir direktif önerisi sunmayı planladığını söyledi.
Tüm bu gelişmeler, Avrupa’da göç politikasının nasıl şekilleneceği konusunda önemli ipuçları sunarken, üye ülkelerin daha fazla iş birliği ve koordinasyona ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Her bir ülke kendi sınırları içinde güvenliği sağlarken, Avrupa genelinde ortak bir yaklaşım benimsenmesinin gerekliliği de açıkça ortaya çıkmaktadır.