Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, 6 Mart 2025 tarihinde Ukrayna ve güvenlik konularını ele almak üzere Brüksel’de olağanüstü bir zirve düzenleneceğini açıkladı. Costa, bu zirvenin önemine işaret ederek, Avrupa’nın güvenliği açısından kritik günlerden geçildiğini belirtti.
Yaptığı açıklamada, Avrupa’daki liderlerle gerçekleştirdiği istişarelerin sonucunda, Avrupa savunmasını güçlendirme ve Ukrayna’nın uzun vadeli güvenliğine kararlı bir şekilde katkı sağlama konusunda ortak bir kararlılık hissettiğini vurguladı. Costa, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve üye ülkelerle birlikte bu çerçevede kararlar almak üzere çalışmalarına devam edeceğini ifade etti.
Zirve öncesinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmek amacıyla başlattığı görüşme süreçlerinde AB’yi ve Ukrayna’yı dışarda bırakması, özellikle Brüksel’de bir kaygıya yol açtı. Bu durum, Avrupalı liderlerin ortak güvenlik konularında daha proaktif bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğini gösteriyor.
Hemen ardından, AB’nin önemli güçlerinden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 17 Şubat 2025 tarihinde Paris’te olağanüstü bir güvenlik zirvesi düzenledi. Bu zirveye AB üyesi ülkelerin liderlerinin yanı sıra NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de katıldı. Elysee Sarayı’nda gerçekleşen toplantıda, Wiilsom’dan başlayan görüşmelerde Ukrayna’ya yönelik güvenlik garantileri vermek ve Avrupa’nın kendi savunma yapısını güçlendirmek konusunda kararlar alındı.
AB yetkilileri, sık sık, Avrupa ve Ukrayna’nın dahil olmadığı müzakerelerin kalıcı bir barış sağlamayacağını savunarak, müzakere masasında yer alma taleplerini dile getiriyor. Özellikle, tüm tarafların bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunmasının, kalıcı bir çözüm için kritik derecede önemli olduğunu vurguluyorlar.
Sonuç olarak, 6 Mart’taki zirve, sadece Ukrayna’ya yönelik güvenlik konularını değil, aynı zamanda Avrupa’nın genel savunma stratejisini ele almayı hedefliyor. Bu bağlamda, Avrupa’nın, güvenliğini artıracak adımları atması ve Ukrayna’nın yanında durarak, bölgedeki istikrarı sağlaması yönünde güçlü bir irade sergilemesi bekleniyor.
Bu önemli zirve, Avrupa’nın savunma mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesi ve işbirliğini artırma çabalarının bir parçası olarak, bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkileme potansiyeli taşıyor. Bu tür girişimlerin, gelecekte olası barış müzakerelerine olumlu bir katkı sunup sunmayacağı ise merak konusu olarak kalıyor.
