Aile hekimlerinde yeni bir dönem başlamış durumda. Bu değişiklikler, Genel Sağlık Sigortası’na ilişkin düzenlemeleri de içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında gerçekleştirilmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda 9 Ocak 2025 tarihi itibarıyla kabul edilen ve yasalaşan bu düzenlemeler, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylece, sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve tüm ülke genelinde uygulanabilirliğinin artırılması hedeflenmektedir.
Yeni yasayla birlikte hastanelerde katılım payının arttığı görülmektedir. Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi için uygulanan katılım payının 20 liraya yükseltilmesi, hasta katılımının ayrıca sağlık sistemindeki sürdürülebilirliğine etki edecek faktörlerden biri olacaktır.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), katılım payını aile hekiminden sevk edilen hastalar için yüzde 50 oranında azaltma yetkisine sahip olacağını belirtmiştir. Bu sayede, hastalar aile hekimlerinden aldıkları sevk ile muayene olduklarında, daha düşük bir ödeme ile muayene olabileceklerdir.
Diğer bir önemli değişiklik, özel sektör işverenlerine sağlanan prim desteği ile ilgilidir. Yasayla birlikte, özel sektör işverenlerine SGK’ya ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi için daha önce sağlanan 5 puanlık indirim, 4 puan olarak uygulanacaktır. Ancak imalat sektöründe çalışan işyerleri için 5 puanlık prim desteğinin devam edeceği duyurulmuştur.
Aile hekimlerinin çalışma şekli de bu yasayla birlikte değişmektedir. Aile hekimleri, mesai saatleri dışında görevlendirilmeleri durumunda hastalara ücret karşılığında hizmet verebilecektir. Bu durum, özellikle acil durumlarda aile hekimine ulaşma ihtiyacı duyan hastalar için önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Ayrıca aile hekimlerinden alınan bazı raporlar da ücretli hale gelecektir. Örneğin, ehliyet raporu almak isteyen vatandaşlardan belli bir miktar ücret alınması planlanmaktadır. Bu raporlar için toplanan ücretlerin döner sermayeye aktarılacağı ifade edilmiştir. Böylece, aile hekimliği uygulamaları içinde ek bir finansman mekanizması oluşturulması ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir.
Sonuç olarak, bu yeni düzenlemeler, Türkiye’deki sağlık sisteminde köklü değişiklikler yaratarak, hem hastalar hem de sağlık çalışanları için çeşitli yenilikler içermektedir. Aile hekimliğinin yeniden yapılandırılması ve hastanelerdeki katılım paylarının artırılması gibi uygulamalar, sağlık sisteminin sürdürülebilirliğine katkı sağlama amacını gütmektedir. Bu değişikliklerin nasıl bir etki yaratacağı ise önümüzdeki dönemde daha iyi anlaşılacaktır.
