Almanya’da 2025 yılının Şubat ayında gerçekleşen genel seçimlerde halk sandık başına gitti. Seçimlerin ardından, Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) Başbakan adayı Friedrich Merz, partisi adına zaferini ilan etti. Bu seçimler, ülkedeki siyasi panorama açısından önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Geçici resmi sonuçlara göre, Hristiyan Birlik partileri, %28,6 oranında oy alarak seçimlerde birinci sıraya yerleşti. Bu sonuç, Almanya Federal Meclisi’ndeki sandalye dağılımlarının da belirginleşmesine yol açtı. Hristiyan Birlik’in kazandığı oy oranı, partinin siyasi gücünü artırırken, aynı zamanda ülke içerisindeki partilerin rekabetini de gözler önüne serdi.
Seçimlerin geçici resmi sonuçlarına göre, toplam 19 Türk kökenli milletvekili, 21. dönem Federal Meclis’te görev yapacak. Bu sayı, özellikle Türk kökenli vatandaşların siyasi temsili açısından önemli bir gelişmedir ve toplumsal çeşitliliğin meclisteki temsilinin artmasına vesile olmaktadır.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu seçimde 7, Sol Parti (Die Linke) de 7 Türk kökenli milletvekili çıkardı. Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ise 2, Yeşiller (Grüne) 2 ve Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) 1 Türk kökenli milletvekili seçmekte başarılı oldu. Bu dağılım, farklı partilerin Türk kökenli adaylara verdikleri desteği ve toplum içerisindeki çeşitliliği yansıtıyor.
Özellikle Sosyal Demokrat Parti’den Hakan Demir, Metin Hakverdi, Macit Karaahmetoğlu, Mahmut Özdemir, Aydan Özoğuz, Derya Türk Nachbaur ve Serdar Yüksel parlamentoya seçilmişken, Sol Parti’den de Gökay Akbulut, Ateş Gürpınar, Ferat Koçak, Cansın Köktürk, Cansu Özdemir, Cem Hamit İnce ve Mirze Edis isimleri mecliste yer almayı başardı. Hristiyan Demokrat Parti’den Serap Güler ve Tijen Ataoğlu, Yeşiller’den ise Ayşe Asar ve Filiz Polat da seçimlerde başarılı olan diğer Türk kökenli milletvekilleri arasında yer aldı.
Yılın önceki seçimlerine kıyasla, Türk kökenli milletvekili sayısında bir artış gözlemlendi ve CSU’dan Hülya Düber partinin ilk Türk kökenli milletvekili olarak meclisteki yerini aldı. Geçmişte 18 Türk kökenli kişinin federal parlamentoda görev aldığı düşünüldüğünde, bu artış, toplumda Türk kökenli bireylerin siyasi alanındaki etkilerini ve katılımlarının ne denli önem taşıdığını gösteriyor.
Sonuç olarak, 2025 Almanya genel seçimleri, hem siyasi partiler hem de toplumsal yapı açısından dikkat çekici bir gelişme sundu. Hristiyan Birlik’in zaferi, siyasi dinamiklerde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ederken, Türk kökenli milletvekillerinin artışı da çok kültürlü toplumun siyasi arenadaki görünürlüğünü artırmaktadır. Bu durum, gelecekteki seçimlerde ve siyasi süreçlerde çeşitli etkilere yol açabilir.
