Zehirli baldıran otu, rezene ve maydanoz ile sıkça karıştırılmaktadır.
“8. Samsun Yöresel Ot Yemekleri Festivali” çerçevesinde, Bafra ilçesinde bulunan Sürmeli Mahallesi’nde yabani otları tanıma ve keşfetme amaçlı bir etkinlik gerçekleştirildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Eğitimi Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Fergan Karaer, “Baldıran otu olarak bilinen bir bitki var ve bu oldukça zehirli bir türdür. Baldıran otu, rezene ve maydanoz ile karıştırılabiliyor çünkü yaprakları maydanoza benziyor.” ifadelerini kullandı.
Karaer, doğada birbirine benzeyen birçok bitki bulunduğunu ve bu nedenle bu bitkilerin sıkça karıştırıldığını belirtti.
BİRBİRİNE BENZEYEN OTLAR
Benzer görünüme sahip iki bitkiden birinin faydalı, diğerinin ise zehirli olabileceğine dikkat çeken Karaer, “Baldıran otu (Conium Macatum) oldukça zehirlidir. Yaprakları, maydanoza çok benzer ve ne yazık ki ‘Bir tadına bak.’ demek mümkün değil.” dedi.
“ASIL ÇİÇEĞİNDEN AYIRT EDİLEBİLİR”
Zehirlenme vakalarının önüne geçebilmek için baldıran otunun iyi tanınması gerektiğini vurgulayan Karaer, “Baldıran otunun gövdesinde benekler vardır. Bu özelliği sayesinde diğer bitkilerden ayrılabilir. Bu bitki, mitolojide de önemli bir yer tutan çok zehirli bir ottur. Özellikle halk arasında ‘Baldıran otu yiyesice’ gibi ifadelerle anılır. Maydanoz ve rezeneyle karıştırılması ise son derece ciddi bir durumdur.” şeklinde konuştu.
TADINA BAKILAMAYAN VE TANINMAYAN BİTKİLER
Bitkilerin zehirli olma ihtimali nedeniyle tatlarına bakılmadığını belirten Karaer, diken ucu bitkisinin ise haziran ayında dikene dönmesi nedeniyle tanınamadığını ifade etti.
Böğürtlen ve ahududunun da karıştırılabildiğini söyleyen Karaer, “Sütleğen bitkisi de zehirli; ayrıca su teresi, suyun temizlenmesi için kullanılabilen bir bitkidir. Ancak, suyun içindeki ağır metalleri topladığı için dikkat edilmelidir.” dedi.
CEP TELEFONU UYGULAMALARI BAZI BİTKİLERİ TANIMLAMAYABİLİR
Cep telefonları ile bitkilerin fotoğraflarını çekip türlerini belirleyen uygulamalar mevcut olmakla birlikte, her zaman doğru sonuçlar vermediklerine dikkat çeken Karaer, “En sağlıklı yöntem, bitkileri iyi bilen birine danışmak ya da araştırmaya devam etmektir.” ifadelerini kullandı.