Belgrad’da, Sırbistan’ın Loznica şehrinde bulunan lityum madeni projesinin yeniden başlatılmasını protesto etmek amacıyla binlerce gösterici sokaklara döküldü. Lityum rezervlerine yönelik alınan karar, tepkilere yol açtı. Madenin çıkarılmasını planlayan uluslararası şirket Rio Tinto’ya verilen ruhsatın iptal edilmesinin ardından hükümet projeyi yeniden gündeme getirdi. Bu durum, haftalar süren protestoların sonucunda 2022’de askıya alınan projenin tekrar tartışılmaya başlanmasına neden oldu.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Rusya’dan Sırbistan hükümetine karşı bir darbe girişimi olduğu yönünde istihbarat aldıklarını iddia etti. Bu darbe girişimiyle lityum madeni karşıtı protestoların bağlantılı olduğunu belirtti. Vucic, Rus kaynaklarından elde ettikleri bilgilere göre hükümeti devirecek kitlesel ayaklanma hazırlıklarının yapıldığını duyurdu. Bu gelişmeler ülkede geniş çapta tartışmalara yol açtı.
Başkent Belgrad’da çevreyi koruma derneklerinin hükümete lityum ve bor madenlerinin çıkarılmasına karşı 40 günlük bir süre vermesinin ardından devasa çapta bir protesto gösterisi düzenlendi. Vatandaşlar, “Kazmayacaksınız” yazılı tişörtler giyerken, “Maden olmayacak”, “Sırp köylü isyanı”, “Yeterince yalan dinledik”, “Artık hapse atılma zamanınız geldi” gibi sloganlar attı. Bu protesto gösterileri ülke genelinde geniş destek buldu.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, Rio Tinto şirketi ve Avrupa Birliği’nin çevresel standartlara uygun şekilde hareket edeceği yönünde garanti sağladığını duyurdu. Eğer gerekli adımlar atılırsa madenin 2028’de faaliyete geçebileceğini ve bu durumun Sırbistan’ın ekonomisine ve bölgedeki dönüşüme katkı sağlayacağını belirtti. Hükümet ayrıca Avrupa Birliği ile bölgedeki sürdürülebilir hammaddelerin kullanımı konusunda bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı.
Genel olarak, Belgrad’da yapılan lityum madeni projesine karşı gösteriler ülke genelinde geniş kitleler tarafından destek buldu. Hükümetin tekrar başlatmayı planladığı proje, çevreciler ve vatandaşlar arasında büyük endişe yaratmış durumda. Bu durum ülke siyasetinde ve toplumsal hayatta önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek gibi görünüyor.