Beyaz Saray’dan yapılan son açıklamada, Başkan Joe Biden yönetiminin nükleer enerjiye yönelik hedefleri ve bu hedeflere ulaşılması için hazırlanan kapsamlı eylem planı detaylandırıldı. Bu plana göre, ABD’nin nükleer enerji kapasitesini artırmak üzere stratejik adımlar atılması hedefleniyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin elektriğinin yaklaşık %20’si ve karbonsuz enerji kaynakları arasında neredeyse yarısı nükleer enerjiden elde edildiği vurgulandı. Yapılan açıklamada, nükleer enerji ve ona bağlı tedarik zincirlerine yönelik yatırımların artırılmasının, ülkenin ulusal güvenliğini güçlendirmenin yanı sıra enerji güvenilirliğini ve dayanıklılığını artıracağı ifade edildi. Bununla birlikte, nükleer enerji yatırımlarının ABD ekonomisini büyütme ve bu alanda küresel rekabet gücünü yeniden tesis etme potansiyeline sahip olduğu belirtildi.
Beyaz Saray yetkilileri, bu çerçevede Amerika’nın mevcut nükleer enerji kapasitesini en az üç katına çıkararak, 2050 yılına kadar toplam 200 gigavatlık yeni nükleer enerji kapasitesi oluşturmayı hedeflediklerini açıkladı. Bu hedefe ulaşmak için, yeni nükleer santraller inşa edilmesi, mevcut reaktörlerin verimliliklerinin artırılması ve ekonomik nedenlerle kapatılan reaktörlerin yeniden faaliyete geçirilmesi planlanıyor. Böylece, nükleer enerji üretiminde önemli bir artış sağlanması bekleniyor.
Ayrıca, Beyaz Saray’ın duyurusunda, kısa vadeli hedefler de yer aldı. 2035 yılına kadar toplam 35 gigavatlık yeni nükleer enerji kapasitesinin devreye alınması amaçlanıyor. Bu hedefler, ABD’nin enerji stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor ve ülkenin enerji bağımlılığını azaltma çabalarına katkıda bulunmayı hedefliyor.
Sonuç olarak, Biden yönetimi, nükleer enerjinin daha geniş çıkarlar için nasıl kullanılabileceğine dair somut adımlar atarak, Amerika’nın enerji geleceğini yeniden şekillendirmeyi planlıyor. Bu planlar, hem çevresel sürdürülebilirliği artırmayı hem de ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi hedefliyor. Nükleer enerji, Amerika’nın enerji mix’inde yer alan önemli bir kaynak olduğundan, bu alanda atılacak adımların ülkenin enerji politikaları üzerinde derin bir etki yaratması bekleniyor.
